Kâmuran Esen Şiirleri - Şair Kâmuran Esen

Kâmuran Esen

Futbola çok meraklıyım. Bir bayan olarak futbola olan bu – belki de aşırı - merakım bazılarını şaşırtır bile. Şaşırmaları, futbolun erkek oyunu olmasından kaynaklanıyor sanırım. Oysa ki ben, bayan mankenlerin sunduğu mayo defilelerine erkeklerin daha fazla ilgi gösteriyor olmalarına hiç şaşırmam. Her neyse, ben konuya döneyim.

Futbol maçlarını izlemeyi çok severim sizin anlayacağınız. Süper lig maçlarını izlerim. Avrupa liglerinin, televizyonda yakalayabildiğim tüm maçlarını izlerim.Tabii ki, milli maçları hiç ama hiç kaçırmam. Bunlarla da yetinmem, maçların yorumlarını da izlerim.

Yorumları izlerken; maçları yorumlayanların, top koşturan futbolculardan daha fazla yorulduklarını(!) düşünürüm. Maçtan önce, olasılıklar üzerinde konuşurlar. Maç sırasında konuşurlar. Maç sonrası da izledikleri futbol hakkında konuşurlar. Futbolcuları, teknik kadroyu, yöneticileri, hakemleri eleştirirler de eleştirirler. Ya da bazılarını göklere çıkarırlar.Bunları dinlerken şaşırırım bazen. Hani maçı izlemesem, neyse.Sanki benim izlediğim maç başka, onların yorumladığı maç başka bir maçmış gibi gelir. Bu kişilerin işi bu, eleştirmeleri doğal. Ama bazen, bazılarının çizmeyi çok aştıklarını düşünürüm. Nasıl mı? Bakın anlatayım:

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Nato toplantısı, Türkiye'nin çok yararına olmuş - muş....Yabancılar, bize hayran kalmışlar- mış.Cumhurbaşkanımız, Bush'la ayaküstü en uzun konuşmayı yapmış - mış. Hatta Bush, Erdoğan'ın sırtını sıvazlamış- mış...İşte bunlar, konuk başkanın bize verdiği değerin ifadesiymiş.......Züğürt tesellisi işte.

Bir de şu var:

*Laura Bush, Emine Erdoğan'ın güneş gözlüğünün markasını sormuş mu? ..........HAYIR.

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Yaşadığım hüzünler arasındaki
Mutlu nefes alışlarımsın sen
Duraklamalarımsın.
Hüznümün virgülüsün / soluklandığım.
Hasretleri unutup / umutlandığım.
Gecenin karanlığında

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Sen
Çıplak ayaklı,
Örgülü saçlı genç kız!
Toprağı bir tezgâhta
İşleyip dokuyan kız!
Bazen öküz ardında

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Yalnızlık
Doğurgan bir kadındır.
Ne zaman girse koynuna
Başka bir yalnızlığı
Kundağıyla verir
Kucağına.

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Son zamanlarda - daha doğrusu son birkaç haftadır - bazı tv programlarına kulak misafiri oldum. Genelde tv ile aram pek iyi değildir. tv programlarının bu kadar yürekler acısı olduğunu daha iyi anladım. Hele gündüz kuşağındaki programlar! Allah düşman başına vermesin.

Her önüne gelen show yapar olmuş. Ya da sabah programı. Adı da “Bilmem Kim Show”. Ya da “Falancayla Sabah Sabah.” gibi. Program için bir ön hazırlık, araştırma, inceleme, prova gerekmiyor.(Birkaçını tenzih ederim.) Aklınıza gelen herkes show yapabilir. Ben, siz, o, herkes.

Program yapanların her biri tutabildiğini getiriyor stüdyoya. Örneğin, tesadüf bu ya(!) , albümü o gün piyasaya çıkmış bir sanatçı. Konuş konuş konuş. Daldan, doruktan....Fındık kabuğunu doldurmayacak konular.........Birkaç tane de şarkı, tamam işte. Alın size show, ya da sabah programı vs.

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Geçen gün misafir bekliyorum yemeğe. Bir koşturmaya başladım ki evin içinde, topuklarım neredeyse enseme değecek. Telâşımdan kapı kollarına takılıyorum, sandalye bacaklarına çarpıyorum. Bugün işleri yetiştiremeyeceğim galiba.

Bir ara, nane lâzım oldu. Evde kuru nane var ama, hemen bitişiğimde oturan kayınvalidemin bahçesinden taze nane koparayım dedim. Sokak kapısından çıkar çıkmaz, kayınvalidemin bahçesinde buldum kendimi. Allahallah! Ne çabuk geldim buraya!

Kayınvalideme yakalanmamam gerek. Şimdi lâfa tutar beni. Çok işim var dedim ya. Boş bir zamanımda lâflarız sevgili kayınvalidemle. Severim kendisinin sohbetini fakat, bugün onu dinleyecek zamanım yok.

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Sevgili okurlar! Ben bir kahve tiryakisiyim. Övünülecek bir şey değil tabi. Ben de zaten bu amaçla söylemedim. Tam tersine, kahve tiryakisi olmanın kötü bir alışkanlık olduğunu anlatmak istiyorum. Hele yanında sigara içiliyorsa, daha da kötü. Ben kahve tiryakisi oldum, siz olmayın.Tabi bunun yolunu biliyorsanız, olmayın; ben bilmiyorum. Bilseydim böyle tiryaki olur muydum! “ Kelin ilâcı olsa önce kendi başına çalarmış.” Ama yakında bırakacağım. Lâf aramızda, bırakabileceğime kendim bile inanmıyorum ama, belli mi olur; “ İmrendiren Allah iğrendirir,” demişler. Gerçekten bırakacağım. “ Tavuk..tü tövbe tutmaz.” mış ya, hadi neyse.....Bırakacağım bırakacağım... Çünkü bu kahve tiryakiliğim yüzünden bazen çok sıkıntılı anlar yaşıyorum. Nasıl alıştım bu merete, ne zaman ve nasıl tiryaki oldum bilmiyorum. Sanki kendimi bildim bileli, kahve içiyor gibiyim.

Sabahleyin hafif bir kahvaltı eder etmez, hemen kahveyi ocağa koyarım. Az şekerli içerim, çünkü tatlıyla hiç aram yoktur. Okurken, yazarken, bir arkadaşla sohbet ederken kahve içmeyi çok severim. Yoruldum mu, bir fincan kahve beni dinlendirir. Bir sıkıntım mı var, kahve beni rahatlatır. Gece uykum mu kaçtı, kalkar bir fincan kahve içerim. Sonra yatar, bebekler gibi mışıl mışıl uyurum. Sanki ilâç kardeşim, her derde deva. Bir de “ Kahve uyku kaçırır,” derler, hiç inanmayın. En azından benim uykumu kaçırmaz.. Bir şeye mi sinirlendim, hemen kahveye gider elim. Hele hele bulmaca çözerken, saçlarıma fön çekerken (ne alâkaysa) mutlaka kahve içerim. İçimde kahve ağacı çıkacak yakında. Herkesin bir kusuru vardır mutlaka, di’mi? ” Hiç üzüm yoktur ki, g.tünde çöpü olmaya,” diye boşa dememişler.

Kısacası, kahve içmem için onlarca neden bulabilirim akşama kadar. İç içebildiğin kadar. Beni ancak kahve tiryakileri anlayabilir.”Afyonun keyfini tiryakiden sormalı,”ymış. Sizin anlayacağınız aklıma geldikçe kahve içerim. ” Deliye pekmez tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış,” diye bir atasözü var ya, onun gibi.

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Bir ulu çınar,
On hainin baltasıyla
Yıkılıverdi de yere;
O on tane hain,
Kıpırdatamadı bile çınarı yerinden...
Çünkü onlar,

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Birkaç gün önce bir şiir kitabı geçti elime. Daha doğrusu İstanbul’ da oturan kardeşim getirdi. Arada bir yapar bunu. Getirir yeni çıkan kitapları, gözüme gözüme sokar. Yine öyle yaptı densiz! .... ” Abla; sen şiiri seversin, sana bir şiir kitabı daha getirdim, yeni çıktı,” dedi. Çok bozuldum.

Yeni çıkan şiir kitaplarından haberdar oldukça hep böyle bozulurum. Çünkü ben şiirlerimi kitap haline getirmek için uzun zamandır uğraş veriyorum, olmuyor. Yeni şiir kitapları çıkıyor, benim şiirlerim ise satılmayan ürünler gibi tezgâhta bekliyor; hatta tezgâh altında. Bozulmamın nedeni işte bu. ' Kelin yanında kabak anılmaz,' demişler. Kardeşimin yaptığı neye benziyor, biliyor musunuz? Evde kalmış, yaşlanmış bir kıza, zırt- pırt düğün davetiyesi vermeye benziyor. “ Sen evde kaldın, bir türlü koca bulamadın ama, bak kızlar evleniyor, ” dermiş gibi.

Bozulduğumu belli etmemeye çalıştım tabi. Yarım ağız teşekkür ettim..... Kitap, tv’deki ünlülerden birine ait. Allah bir kez “ Yürü ya kulum! ” demeye görsün; hem şarkıcı, hem sunucu, hem film yıldızı, hem şair olabilirsin. Yalnız, bana “ Yürü! ” diyen yok.

Devamını Oku