Demir bir kütleyi çok ağır sanan
Sırrın eşiğinden girmemiş olur.
Tuncun sertliğine kanıp inanan
Perdenin ardını görmemiş olur.
Suyu göremeyen taşlardan kavi,
Seninle bir köyde döven sürmüştük,
İncecik bir çubuk elinde senin,
Yorgun köylülere yardım etmiştik
Gülerek üstünde eski dövenin.
Sanki bir yoldaydık bitmek bilmeyen,
3.3
Yemek Korkusu
Kaptan Çi Vaştar:
- Sahibinden izin almaksızın böyle bir girişimde bulunmamız doğru değil ama izin alma olanağından da yoksunuz. Dedi. Seslensek duyamazlar, dokunsak sezemezler, burunlarının ta dibine bile sokulsak göremezler.
Teğmen Vag Lom sevinçle güldü:
ANA KARNINA DÖNÜŞ
Kurgubilim Roman
‘Eşim Nazire ‘ye tükenmeyen sevgilerimle armağan ediyorum.’
Önsöz
Bıraktın kan içinde, geri ver yüreğimi,
Yaş içinde bıraktın, geri ver gözlerimi.
Ruhumu saçın gibi pesperişan etmişsin
Geri ver çarmıhlara gerdiğin bedenimi.
Kalbim paçavra olmuş fırlattığın köşede,
Neredesin? ..
Karanlık gecelerde kaldım yine.
Karanlıklarımı dağıtması için aydınlık rüzgarlar gerek,
yağmurlar gerek kuru iftiralarımı ıslatması için,
niye sarılayım önü-arkası boş umutlara, niye?
Senden başka bir şey mi kalmış ki;
İkindi güneşi solgun ve sarı,
Gölgeler doldurdu dar sokakları,
Can yine göğsümden çıktı yukarı,
Sensiz akşam oldu bir kere daha.
Zorlu akşamlarda yine yalnızım,
Bir ateş yakmıştık bağlar içinde,
Sönmüş ateşimiz, külleri orda.
Bir sevda örmüştük pullar içinde,
Kendi yalan olmuş, pulları orda.
Ağladım haline kurumuş gülün,
Hödük bir aşçının eline düştüm,
Pilavımı çorba etti etlice.
Kaşıkla çorbaya girdim, giriştim,
Çorbam vernellenmiş, hem de sütlüce.
Tavaya yapışmış çıkmaz omletler,
Geziniyor hayalin yapraklar arasında,
Gene güzel saçların düşmüş gibi alnına.
Acılar dile geldi gönlümün yarasında,
Kaybolursun sanarak gelemedim yanına.
Baktım durdum öylece soluk bile almadan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!