İsmet Barlıoğlu Şiirleri - Şair İsmet Ba ...

İsmet Barlıoğlu

Kral değilim,
Padişah değilim,
Şah değilim, Şehinşah değilim,
Mevki-makam sahibi,
Çiftlik sahibi, iş adamı değilim,
Şirketlerim yok, fabrikalarım yok,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Ağlama; her özlem biter tükenir,
Kader ettiğinden bir gün utanır,
Ağlama; görenler tükendik sanır,
Seven kalplerimiz perçinleşse de.

Ağlama yolları tıkayan kara,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Gözler hep yaş içinde,
Yürek telaş içinde,
Akıl savaş içinde
Sırf kendi kendisiyle.

Hem yapar, hem beğenmez,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Çöreklenmiş yüreğime bir karasevda,
Ne zehirler, ne düşer yakamdan,
İşte süründürüp durur çileler içinde,
Ne denize bakınca denizi görebilirim,
Ne karaya bakınca karayı,
Elinden geldiğince pişman eder yaşadığına

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Çekip gittiğin halde selamsız-sabahsız
Hala korkuyorum çekip gideceğinden.
Bir gün değil, beş gün değil,
Yıllardır hep bu korku yüreğimde,
Seni nasıl çekip gitti sayayım, anam-babam?
İzlerin

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Sil yaşlı gözlerini, yazıktır gözyaşına,
Ağlamakla geçen gün yaşanmamış sayılır.
Süs için mi dönüyor insan sabıtaşına?
Ağlamakla geçen gün yaşanmamış sayılır.

Gün olur kavuşuruz, geçer bütün elemler,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Yine sızladı içim, tüttün yine gönlümde,
Sana ulaşmak için tek imkan yok elimde,
Bitmeyen feryat oldu her iniltim dilimde,
Ömrün bittiği yerde taş olmuş duruyorsun.

Sana vasıl olmaya ne ay yeter ne de yıl,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Deli misin sen, yaralı gönlüm,
Yürek olur da yarasız mı olur,
Sevgisiz mi olur yürek dediğin,
Çilesiz mi olur?
Elbette ki; kan ağlayacaksın günler günü,
Elbette ki; yaralanıp örseleneceksin,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Ağlama ihtiyar, yüreğim kanar,
Sana her bakışta yaralanırım.
Böyle mi ıslanır çökmüş yanaklar?
Halini gördükçe paralanırım.

Yemedin yedirdin çocuklarına,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

41 NUMARALI YOLCU

Gokko Fuat Şarkışla Cezaevi ‘nden kurtulduğu sırada akşam olmak üzereydi.
Sokak başında durup gerinerek etrafa baktı.
İlçe küçücüktü ve ne yana baksan işte o yanda çabucak tükeniveriyordu. Ilık akşam güneşinin son ışıkları yakın tarlaları solgun sarı bir renge boyayarak ekini biçilmiş toprakta titreşmekte, yakınlarda sarı görünen dağlar uzaklara doğru morararak kararmakta ve serçeler yorgun kanatlarla yuvalarına dönmekteydiler.
Gürültü caddenin alt başından koptu.

Devamını Oku