Çıplak kayalıklardan,
Rüzgar eşliğinde fon uğultusu.
Ölümü düşünüyorum.
Düşünüyorum.
Bir avuç rüzgar mı alsam,
Sade ve uğultusuz,
Kardeşim sen dua et
Dua eğlenmez bizde
Böleriz ümmet ümmet
Kim varsa gönlümüzde.
Ya Şafii şifa ver
Baba Evladının başını okşar
Büyür beşiğinin kaşını okşar
Babasını baba olunca anlar
Gider babasının taşını okşar
Bir yılı;
Önce Bir'e böldüm,
Ömürden ömür çıktı.
Dört'e böldüm,
Mevsimler çıktı.
Oniki'ye böldüm,
Yönünü kaybetmiş derbeder aşık
Görüyorum diyen köre benziyor
Aşkla tutuşalı aklı karışık
Gayri düzelmesi zora benziyor
Çay hazırsa çağır beni
Seve seve buyururum
Top atıldı iftar ettim
Eşe dosta duyururum.
Ben demedim, elimdeki çiçeğe;
Onu görünce boynunu bük diye.
Dilin tutulur, yine yutkunursun
Söyleyeclerini unutursun.
Dedi; bir sana, birde bana baksın
Sendeki benim halimden anlasın.
Koyunu kuzuyu saldın yaylaya
Sen nasıl çobansın nerde kavalın
Sesini uzaktan duyan ağlaya
Yari dahi salsın derde kavalın
Meleşsin yaylada koyınla kuzu
Köse dağı yaşın ağlar
Yaşı sensin yeşilırmak
Etrafında nice dağlar
Düşü sensin yeşilırmak
Yetmiş hazan geçti, yetmiş zemheri
Yetmiş yağmursuz yaz, Sönmedi feri
Belki bugün dedi, belki de yarin
Yetmiştir ufuktan dönmedi geri
İsmet Bey Bir şiirinizi Okudum Beğendim Gayet Güzel Yazmışsınız Yüreğinize Kaleminize Sağlık
İsmet bey ,merakımı bağışlayın:bu dörtlükleri nasıl bu kadar başarılı sıralayabiliyorsunuz,İlham kaynağınızı merak ediyorum.Selamlar
İsmet bey Şiirlerinizin bir kaçını zevkle okudum.Hepsi birbirinden güzel,çok akıcı bir üslup
Tebrik ederim.Yüreğinize ,kaleminize sağlık. Selamlar