Ne kışlar yaşamışım, adına bahar deyip
Ayaza aldırmayıp, güneşe aldanmışım.
Bilinçsizce daldığım bataklıktan gül derip
Aldığım rayihayı miski amber sanmışım.
Gölgesine sığındım meyvesiz ağaçların
Kırk yıllık bir maziyi topladım bir araya
Sanki uyudum da bir kaç dakika düş gördüm.
Ne köhne dama sığdım ne köşke ne saraya
Ne yürekten yas gördüm ne sonsuz cümbüş gördüm
Sen Kays'ın gözünde bin yıldır pişen
Yorgun bir damlayı andırıyorsun
Bir şebnem değilsin toprağa düşen
Aşkı mı çölü mü kandırıyorsun
Engin sahrandaki tenhayı gördüm
Ey sevgili
Engelleri aş
Dağları bir adımlık yol eyle
Yaklaş
Dikil karşıma öylece
Çocuk suretinde büyüdü düşler
Kanımı, damardan içmiş aynalar
Bir biri ardına gidiş dönüşler
Aynalar, iç içe geçmiş aynalar
Aynalar, her biri başka bir renkti
Ne garip bir haldir bendeki sevda
Senin için sanki yaşamamışım
Ne fark eder öldüm ovada dağda
Yüreğinde ben ki yaşamamışım
Kısım kısım ayırdın gölgeni üzerimden
Gittin, bağımda gülü zehirledin de gittin
Seninle her nefesi söktüler ciğerimden
Dilimi kalbimle bir mühürledin de gittin
Yorulmasın ellerin, gözlerin yorgun zaten
Usanmış yüreğinden damlıyor bak şu yağmur.
Bana kurşun sıkıyor seni her gün inciten
Sen ki, beynimdeki ur, sen sırtımdaki kambur
Sen derdimsin inleten, sen efkarımsın tüten.
-I-
Yağmur ormanlarının yüzeyine kar düştü
Belirdi yanağında bir günahın gamzesi
Badesine sıkılmış gözyaşıydı mezesi
Gözlerinin narından yüreğime har düştü
-1-
Kesildi sensiz yağmur, yurduma kurak düştü
Yağmur, giderken sanki gözlerini de aldı
Hayat memat arası mesafeler kısaldı
Gözümden sakındığım, gönülden ırak düştü



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!