güneş çekildiğinde, bırakır ya yerine karanlığı
yokluğunu ansızın hissettirir ya
tüm renkler, bir ölüm sessizliğine gömülür ya
perde perde zindanların kapıları aralanır ya
tüm o varlık kavgası tükendiğinde adalet kılıcını çeker ya
şimdi hesap görme vaktidir ya
yoksa sen
çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısın
lanet olsun
aşk da böyle bir şey
herkesin dilinde bir tekerleme
ilk kez söylendiğinde doğru
gecenin en güzel vaktinde
dalmışken hayalinin resmine
gider de
kırar mısın düşlerimi
yoksa bir rüya gibi
sonsuz gecenin en uzun yerinde
ah o güneş gözlerin
yedi deryayı bir yudumda içtim
yine de sönmedi alevim
daha yok mu, yanar yüreğim
ateşin suyu yaktığı yerdeyim
kavursa da beni
gelenler gidecek bir gün
ölümüne aşkların şiiri kanla yazılır
gözyaşı ile okunur
yine de gökleri saran bir ateş vardır
can ikizim
çok yalnızım
üşür müsün yoksa toprak altında
etrafını karanlıklar mı sardı yoksa
tutsak mısın ecelin koynunda
acı mı çekersin yoksa azap gününde
kalbimde kurşun sesleri
bak işte öldürüyorum seni
ey sırça köşkün masalsı gelini
tükeniverdi kalemin mürekkebi
kan ile yazıyorum adının son hecesini
birazdan gezineceksin tüm bedenimi
kaybetmekten korktuğu her şeyi
acımasızca kaybeden biri
artık neyi kaybetmekten korkar ki
hadi söyleyin gün battıkça uzayan gölgeler aşkına
güneşten nefret eden biri
onu kaybettim
hem de kalbimde
akdeniz kadar yüreğim var
dalsam da çıkaramam artık
öylesine derinlerde
yoklukla varlığın karıştığı yerde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!