Yaptığım bir şey yok aslında.
Ürküntünüzün nedenini bilmiyorum, anlamıyorum.
Yok, aslında, taş da atmayacağım camlarınıza, kolonlarınıza da balyoz vurmayacağım.
Ama siz sözlerimden düşüncelerimden korkuyorsanız, tavırlarımdan, duruşumdan. Kararlılığımdan.
Balyozlarını hallederiz, taşlarına da set çekeriz diyorsanız.
Ama düşüncenin önüne geçemeyiz. Düşünceyi, bilimi, özgürlüğün önüne hangi bent kurulabilir, hangi silah durdurabilir paniğinde iseniz.
Eminem, annem,
İlk ayrıldığımızda,
Yüreğimde sensizliğin hançeri,
Kavuştuğumda kanamamıştı,
Baharlarımdın, ayva, iğde çiçeğimdin,
Eminem annem,
haram yedin yaşamınca,
hiç üretmedin,hep salladın,
makosen suratlım,beton duruşlum,
kanın yetim hakkı akar,
yavrularına hep irin yedirdin,
sen sadece kendi gölgende serinledin,
Yaşamı güzel kılmak için,
Evet, bir gün yaşamı güzel kılmak için uğraşanların, arkalarına yaslanıp, başardım dediklerini duyar gibiyim.
Umarım, çok uzak yıllardan aşıp da gelmez bu ses.
Sanır mısınız yaşamdaki karanlıklar bir gün gelip sizi bulmayacak.
Hani akıl verecek de değilim ama güç ve kudret elinizdeyken bunlar usunuza gelmez diye düşünüyorum.
Yaşamı güzel kılan engel misiniz, yoksa onun yolları, rayları, anahtarı, tebessümü müsünüz?
Evet.
Kussanız bir.
Kanınızı zehirleyen o haramlardan kurtulsanız.
Hani, bir devlet işini, yani görevinizi yaparken, hak etmediğiniz aldığınız rüşvetleri kanınızdan bir temizleseniz.
Hani rüşvet o kadar yaygınlaşmış ki, anormal, haram, irin, yetim hakkı olan bir tutum normal gösterilmeye çalışılıyor.
Ünlü tarih profesörü bile bende yaptım diyor.
Tanrının bütün meleklerini salmıştın İstanbul’a.
Süleymaniye, Sultanahmet, Ayasofya.
Sakin dönerken yurda.
Elçiye zeval olmaz.
Annen telefonda.
Yüreğim çarpa, dilim yalana, teselli ederdim.
Kumar.
Televizyonda hiçbir şey üretmeden, çabalamadan, alın teri dökmeden, bedel ödemeden para kazandırıyorlar.
Toplum mühendisliği bu işte.
Toplumun bilinç düzeyini kör etmek için yapılmaktadır bunlar.
Sanırım 54. hükümet zamanında ülkemizde kumarhanelerin kapatılmasına yönelik girişimler başlatılmış ve 12 Şubat 1998’de kumarhaneler kapatılmıştı,
Bir boşluk vardı ve doldurulmalıydı.
anneler,
perdeler,pencereler,
(her perdede o evin annesinin dile gelmiş yüreği asılıdır) ,
sabahlara taşır endişelerini,
ne uyku,ne yatak,
ses etmez, evdekiler telaşlanmasın,uyanmasın,
Ağır geliyorum abi,
Ağır,
Taş, kaya,
Boğaza takılan yumru,
Ağır kalıyorum abi,
Diz, el, yürek ağır,
Doğrunun kırılganlığı,
Herkesin aynı yerden beslendiği bir ortamda, mutfakta yemeğin lezzetinin ayrı olduğu öğretiliyordu.
Aslında yemek aynı kazanda pişmişti.
Fakat yemeği tadanların birinin dili dağlanmıştı.
Birinin dili buzdan çıkarılmıştı.
Diğerinin dili ise acı bibere yatırılmıştı.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!