sidede,
çakıl taşlarına yazdım öykümüzü,
sonra denize yuvarladım kavgalarımızı,
açelyaların ardında aradım kaçışlarını,
kurtulamadın anlayamadığın,
anlatamadığım yüreğimden,
Anasından yanlış doğmuş,
İnsanlığa düşman olmuş,
Ne anasını tanımış,
Ne babasını bilmiş,
Çıkarına kardaşına kıymış,
Açlığına dünyayı,
Sevgi, nefret,
Babasını o kadar çok seviyordu ki.
O kadar çok.
Babası neden hoşlanmasa o da hoşlanmazdı.
…
Söylenecek çok söz var yaşamda,
Eşe dosta,
Sokaktaki yurttaşa,
Uzaktakine, yanındakine,
Söylenecek çok şey var hayatta,
Oğul’a,
Anneciğim,
Tam on yıl oldu gideli.
Bu oğlun hala bıraktığın gibi.
Saf, işini bilmez, oyunu kuralına göre oynamaz, çıkarsız, yansız, demokrat, vur ağzındaki lokmayı al.
Ne kavgalar ederdik.
Ben memleketi kurtaracaktım, sen de beni kurtarmak.
Şimdi aydınlık Türkiye’yi kurma zamanı,
Silmeli acılardan geleceği,
Söz vermeli her yürek bir diğerine,
Daha fazla demokrasi, insan hakları,
Çok acı çekti ülkem çok,
Ama bazıları,
Bir kalem bulsam,
Seni yazsam,
Anamı, bacımı, oğlumu, kızımı, kardeşimi, dostumu, arkadaşımı,
Kasabımı, manavımı, yemişçimi, berberimi,
Anlatsam,
Bir kalem bulsam,
Dünyanın ilk saf, duru şafaklarında,
Çiçekler,
Bembeyazdı,
İlk dökülen kanda, ağladı beyaz gül, kırmızı oldu,
İlk insanın onuru devrildiğinde,
Boynunu büktü,
Dayak kaçınılmazdır,
Suskun kalırsan dayak yemezsin diye öğretilmişti.
Susmak itaat etmektir denilmişti.
Çocuk yaştan beri anasının, babasının dediklerini öğrenmişti.
Onlar ne diyorsa onları uyguluyordu.
Yaşamın zorluklarından, zımparalarından kurtuluyordu.
Bırakıp gittiğimde, hani,
Bağışladı sayın kitaplarımı,
Koyun bir ilkokulun girişine,
Bilirim, bir minik el ama kocaman bir dünya
Ulaşacaktır, kitaplarla,
Aydınlığa,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!