son merdiven kırıldı,
son merdiven duvarla örülmüştü,
onu yapan,kaderin ustası mıydı,
son merdiven kırıldı,
düşmedim,
uçmadım,
Allah rahatlık versin,
Dünyanın bütün çocukları, bebeleri, yeni doğmuşları, erkenden merhaba diyen prematüreleri.
Yüreği, beyni hala çocuk olan ben gibiler sizleri selamlıyoruz.
Yüreği, beyni bozulmamış, çocuk kalbi, aklı taşıyan olaylara çocukça bakan ben gibileri sizi yanaklarınızdan öpüyoruz.
Yüreği, yaşamı, bütün kirliliklerden ırak, hala bembeyaz yüreklerimizle yaşamaya siz olmaya çabalıyoruz.
Tökezliyoruz, düşüyoruz, çelme yiyoruz.
Köpek sevgisi bu değil.
Seyranbağları,Bülbülderesi,Servi Sokak, Samur Sokak,Ziya Gökalp Caddesi,Sağlık Sokak.
Köpek dışkıları ile dolu.
İnsanlardan nefret ediyorum,artık köpeğimi daha çok seviyorum diyen birileri vardı,köpek besleme gerekçesi olarak..
Bu materyalistleşmiş,kapitale dönmüş dünyada sevgimi köpeğimde buluyorum diyenlerinizde çıkabilir.
Ben ne diyorsam yapıyor,diyenleriniz.
Herkes kendi gerçeğinden dünyayı görür.
Ne öğretilirse onu alır çocuklar.
Eğer bu gün bir suç toplumuna doğru gidiyorsak, şiddet bir çığ gibi büyüyorsa, bu insanlarımıza örgün, yaygın bir şekilde bunu öğrettiğimize bağlıdır.
Bu öğretileri yok etmeyi denediniz mi, onu sorgulayalım.
Sevgiyi, saygıyı, eşitliği, paylaşmayı öğretirseniz onu alır öyle görürler dünyayı.
Öyle değerlendirirler.
Her şeye hazır olmalı insan,
Yani ben,
Kışa da,
Yaza da,
Tırmandıklarımdan,
Düşebilmeye de hazır olmalıyım,
Ne sınırı vardır yükseklerin,
Ne de derinlerin,
Ellerini tuttuklarımın,
Düşmanlarımın olabileceğini,
Dostlarımın,
Bıraktıklarını,
Terk edilmeye de
Bir gün sokaklarda yaşamaya da,
Gözümü kaçırmaya da,
Yalnızlığıma da,
Yalnızlık kendimin ne kadar değerli olduğunu anımsatır bana,
Kalabalıklarda unutuyorum kendimi,
Her şeye hazır olmalı insan,
Yani ben,
Doğuma hazır olabilir insan,
Ölüme hazır olmalı,
Diyemiyorum,
Ölüme hazır olunmaz,
Gelir yakalar ansızın,
Bir gün her şeyini yitirmeye hazır olmalı insan,
Yıllarımı,
Anılarımı,
Çabalarımı,
Her şeye hazır olmalı insan,
Korkmamalı,
Çığlık atmamalıyım,
Delirip,
Dövünmemeliyim,
Kaybetmemeliyim aklımı,
Dolunayın altında çimlerin üzerinde tükenmeden yatmaya da hazır olmalıyım,
İnsanım ya,
Bu yaşamın bütün renklerine alışmalı gözüm,
Her şeye hazır olmalı insan,
Beğenmedim dememeliyim,
Hangi ölçüdür beni üstün kılan,
Beğenmediklerim beğenmeyebilir beni,
Beğenmediklerime de,
Nedir bana öğretilenler diye sorgulamalıyım,
Her şeye hazır olmalı insan,
Yani ben.
hiçbir zaman senin gibi olamayacağım
tırnağının kiri,alnının teri,
gıpta ile bakacağım sana
imreneceğim,
halkına ve ülkesine nasırlı ellerini ve çalışmaktan kan toplamış gözlerini adayan,
övgüden kaçan
İyi insan mı, iyi ibadet insanı mı?
Toplumumuzun toplumsal sosyolojik harçlarının en önemli öğelerinden biri kuşkusuz dindir.
Ülkemizin yüzde doksan dokuzu Müslüman’dır.
Kuzuyu yedin mi hakkını vereceksin.
Hem kuzuyu yiyeceksin, hem de bedelini ödemeyeceksin.
Adama kuzuyu boşa yedirmezler.
Memleketi bugün bu hale getirenlerin, o kuzuları yediren ağalarla, aşiret reisleriyle ilgili anıları romanlaştırılsa İnönü Stadyumu’nu dolduran ve hatta taşan kitaplar yazılır.
Bilenler, yiyenler kendilerini bilir.
Türkiye’de feodalite ile işbirliği yapıp, kölelik düzeninin doğu ve güneydoğuda yaşamasını ve sürmesini sağlayanlar yağlı tatlı kuzuları yiyenlerdir.
Emperyalizm(Bir milletin başka bir milleti siyasi ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi, yayılmacılık) biriktirdikçe biriktiriyor du.
Bankaları, büyük malikânelerinin içindeki kasaları altınla, paralarla, elmaslarla, hisse senetleri ile doluyordu.
Parası çoğaldıkça, altınları çoğaldıkça bunları koruma, kollama içgüdüsü gelişiyordu.
Dünyanın ürettikleri, halkların refahı için tüketilmiyor, bankalarda, kasalarda yatırılıyordu.
Bir yandan sefaletin açlığın soğuğun, hastalığın, savaşların, köleliğin pençesinde cebi boş insanlar, diğer yanda ise damarlarında kan yerine para dolaşan emperyalistler.
Daha büyük kasalar, daha kapsamlı güvenlik önlemleri almaya itiyor.
Yüzyıllarca renklerinden dolayı aşağılanmış, ezilmiş, işkenceler görmüş zencilerin.
Yüzyıllarca kendilerinden önce uygarlığa değil, daha üstün silahlara kavuşmuş olan batı tarafından sömürülmüş Afrika’nın.
Vietnam’da doruğuna çıkmış bir akıl almaz, kabullenilemez savaşın.
Özrü, reddedilişi bir renk değişimi ile mi gerçekleşecek?
Evet Amerika.
Yine akıl bulandırmak isteyenlerin.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!