İlhami Bulut Şiirleri - Şair İlhami Bulut

İlhami Bulut

göz çukurlarıma böyle birikmemeliydin lore
kavuniçi ayrılmazdı teninden
ıslığımın altında biriken giysiler
birlikte söndürürdük şehrin lambalarını
şimdi delik deşik
gönül damına atılan papuçlar

Devamını Oku
İlhami Bulut

kıytırık bir nikah kıymış olduk hayata
alnımızda ölümsüz bir yazgı taşırız
ve kıyasıya bir sevda girdi aramıza
gül ekercesine ellerinle döşe kalbimi
yolculuk benim ayrılık senin olsun Lüleyza
*

Devamını Oku
İlhami Bulut

Kopmamış çığlıklara konardı
Tüfeğin ucuna dizilen kuşlar
Kalbi nişan alan ilk bakışla
Tetik düşerdi sanki
Namlunun ucundaydı aşk
Gözyaşı, korku ve acı taşırdı

Devamını Oku
İlhami Bulut


Mazinin elinden tutmak istedim,
Saçların elimde bir yumak oldu.
Seni; bir rüyada görmek istedim
İlk işim, o anda; uyumak oldu

Devamını Oku
İlhami Bulut


Eksiklikten çok uzak, bir çağırıcı sesi
Her kalbin hamalına bir bedel biçecek
Kanatlara yük olmuş kelebeğin gövdesi
Bu uçuş bedelini alevle ödeyecek

Devamını Oku
İlhami Bulut

memleket havaları

biz de çaldık
biz de oynadık ama
***
ne felek kese açtı bize

Devamını Oku
İlhami Bulut

Zaman almış gidiyor beni son deryasına ırmakların
Çocukluğumla el ele Fırat kenarında yürüyorum
Gerçek sevgilidir belki de görmeden sevdiklerim
Çıktım Harput kalesine Elazığ tarihini yazıyorum
*
Keven kökünde açılır yuvasız kuş yumurtaları

Devamını Oku
İlhami Bulut

birden çiğ çiğ düşer yüreğine
çekik bakışlı hışımlı bir mazi
göz edip geçer bakış altından
soluklu bir yamaca yumulursun
sessizce içten içe kolaçan eder
ay ışığını omuzlayan dere sesi

Devamını Oku
İlhami Bulut


Şiirin her satırına mısra diyoruz.
Demek ki, mısra olması için şiir, şiir olması için de mısra gerekmektedir.
Mısra; kelime anlamı olarak, çift kanatlı kapının tek kanadı anlamına gelir ki; beyit biriminde çift kanatlı kapıya dönüşür.
Mısra aynı zamanda dize olarak ta; ifade edilir.
Cümle ise; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; sözcükler dizisidir.

Devamını Oku
İlhami Bulut

Edebiyat lortları; Türk şiirinin başlatıcısını Yunus EMRE olarak telakki ederler, ben de bu kabule gönül rahatlığı ile iştirak ediyorum. Her ne kadar kronolojik olarak daha önce Ahmet YESEVİ ve sair şairlerimiz varsa da;
Türk şiirinin ana gözesi Yunus EMRE’dir.
Öyle ki; Divan Şiiri, Halk Şiiri, hatta; Saz ve Aşık Şiiri, topyekun Yunus EMRE’den neşet etmişlerdir.
Yediyüzküsur yıldır şiirimiz bu akışla seyretmektedir. Tabi bu mecrada zaman zaman debi ve rejim değişiklikleri olmuşsa da, temelde Divan Şiiri de dahil Türk Şiiri karakterini taşımaktadır. Şiir evrenseldir ama aynı zamanda genetiktir de, Divan Şiiri’nden tutun günümüz şiirine kadar; şiirimiz sayısız kıvrım ve kavisler almıştır.
Bu akımları ömrümüz vefa ederse dilimizin döndüğünce zaman içinde ayrı ayrı tadat etmeye çalışacağız; şu kadar ki Tanzimat döneminden şimdiye deyin çok sayıdaki şiir akımları baklava dilimi gibi asla ayrılamaz.
Mezkur akımlara sonraki çalışmalarımıza değineceğiz;

Devamını Oku