Hayalime dolandı kıvrım kıvrım alevler
Yalım yalım yangınlardan aldım seni
İçeride kaldı koca mücevherat terkisi
Anka gibi yana yana
Dirildim yeniden
Zor kurtardım öz canımı
RİNT BİR ŞAİR: İLHAMİ BULUT
Bu gün size, bu gazetede en az bir yazılı eseri bulunan ve Elazığlı olan yazar ve şairleri “Elazığ Kalemleri” başlığı ile yazan şair İlhami Bulut’u anlatmaya çalışacağım.
“Her edebiyatçı biraz şair, her şair de biraz rinttir” diyor işin erbabı. Yani şiirle meşgul olan her şair kendisini adeta şiirin içinde kaybolmuş (şiir olmuş) bulur.
Aslında bu şiirde kayboluş da biraz mistisizm değil midir? Mistisizm yalnız dini alanlar için kullanılmaz. Ruhun yöneldiği, zevkle uğraş verip temaşa ettiği her uğraşı esasen mistisizm değil midir?
Yazanla yazılan arasındaki bu enteraktif ilişkiyi edebiyatın, belki şiirin dışında pek bulamayız. İlhami Bulut belki de bu cümleyi ispat sadedinde; “Bu aşkla / yanarken diri diri / Ölümü öldürmeden / Bir çuvala giremeyiz bu aşkla.” diyor.
Önce biraz şairimizin hayat hikayesine (şimdi buna öz geçmiş diyorlar) bakalım: İlhami Bulut 1956 yılında Elazığ/ Pelte köyünde dünyaya gelir. Elazığ Orta Okulunu ve Ticaret Lisesini bitirdikten sonra 1977 yılında askere gider. Askerlik dönüşü 1979 yılında Elazığ Adliyesinde Zabit Kâtibi olur. Aynı yıl evlenir. Bu arada 1987 Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kayıt yaptırır ama hem memuriyet hem de öğrencilik bir arada yürümez diyerek okulu bırakır. Kısa sürede terfi ederek 1991 yılında İcra Müdürü olur. Erzurum/Narman’da, Kayseri/Sarız’da, Malatya/Yeşilyurt’ta ve Elazığ’da icra müdürlüklerinde bulunur. 2012 yılında İstanbul/ Çağlayan adliyesine icra müdürü olarak tayin edilir. 2013 yılının Haziran ayında emekli olur.
Her ne zaman duysam bir bülbül sesi;
Bir HARPUT ezgisi dinler gibiyim.
Hicran faslındaki gül meselesi,
Mazimden derlenmiş diyebilirim.
Karıştı mazimiz çeşm-i giryana,
Sarı türkülerin içinden geçtim
Adımı sanımı bilen olmadı
Kader olmaz dedi ben seni seçtim
Kalbimin pasını silen olmadı
Harmanın tozunu hozanda biçtik
HATIRLIYOR MUSUN BİR AKŞAM ÜSTÜ
ÇİÇEĞİ ELİMDE BIRAKIP GİTTİN
KALBİM BURKULARAK SEVDAYA KÜSTÜ
ELİMİ KOYNUMDA BIRAKIP GİTTİN
***
Mavi ve lahuti bir türkü tüterken;
Anılarımızı tanımlıyorum kalbime
Ay parçaları çarparken pencereme;
Gri bir mazi kalır; ay çekip giderken
Ayrılığı bağlayan gümüş halatların,
Bu kainat bir kitaptır
Hem okuyup hem yazalım
Numunesi bir insandır
Hem okuyup hem yazalım
Durup dururken bir gün
Sen hiç ağlamadın mı
Aşk ayrılıktır gülüm
Henüz anlamadın mı!
Bir gün bir akşamüstü
ve güneş yerlere düşünce
ağır ağır başlardı gün akışı
neydi o bulutlardaki tirşe meneviş
kırlangıçlar dudağıma konardı
yeşil eriğe çalardı bizim orda akşamlar
dalıp gitmelerim senden/hep uzakları sevdirdin bana
kabzasından kavramak isterdim şimdi
Köroğlu’dan kalma paslı bir şiiri
yoldaşım Ferhat’tan mülhem
dağları yarar
aşkın şöhretini alırdım geri




-
Hasan Turgut
-
Naime Özeren
Tüm YorumlarSizi sarıkaya şiir söleni de tanıma ve şiir kitabınızı okuma fırsatım.oldu çok değerli ve çok kaliteli bir kişilik ve ruha sahipsiniz değerli üstad adıma imzalamış olduğunuz SIR SIZINTISI hala baş ucu kitabım olarak manevi bir degerde ..selammsaygim dualrimla değerli kalem
Bu, muhteşem bir şiir değerli dost.Sır, gizdir. Bir zerresi bile sızsa artık sır olmaktan çıkar. Ama iyi ki sızmış ta dizelere dökülmüş, bizlere kadar ulaşmış.Sanki, ustalar yazarsa işte böyle yazar diyordu şiir, okurlarına.Kutlarım güçlü kaleminizi ve yüreğinizi...Diğer şiirleriniz gibi bu şiiriniz ...