.Karlı dağlar duman olur pareli,
Yürek yedi dağ ardında yareli,
Hele sorun garip ölmüş nereli?
Yakar içerimi sıralı dağlar.
Gözlerim kurudu,yüreğim ağlar.
halkın paraları derin cebine
sinmiş daha kefende cep arıyor
mazlum hakkı midesinin dibine
inmiş daha kefende cep arıyor
tüm ömrünce yük almamış sırtına
Serseri bir aklın esaretinden
Bedenim ne çekti bilebilseniz
Korkular saldırdı cesaretinden
Bedenim ne çekti bilebilseniz
Koyabilmek için gerçek tanımı
Dışımda kör,topal bir başka benim,
İçimdeki benlik susturuluyor.
Ne boy bana göre nede bu enim,
İçimdeki benlik susturuluyor.
Ne iki yüzlüyüm ne yalnız bir can,
Gökte hüzün kaynıyor
Ağladı ağlayacak
Benim de yüreğim aynı keza
Hazin bir yaşamın
Tutsaklığında
Toprak anaya benziyor
Para için morgda kaldı ölümüz
El kapısı çözüm oldu yolumuz
Çiçeği burnunda soldu gülümüz
Sizce insan hakkı bu mudur canlar?
Yaralı vicdanım esefim vurur
Değirmeni düşün şöyle
Çarkında insan olmasa
Devranı döner mi söyle
Arkında insan olmasa
Akıl insana kılavuz
Bu gün iki temmuz yüreğim yasta
İçimde yaşıyor otuz sekiz can
Bedenim burada aklım Sivas’ta
İçimde coşuyor otuz yedi can
………..İçimde yaşıyor otuz sekiz can
İMF’nin cebi olduk
Giyenler yokluyor bizi
Ne nabi ne nebi olduk
İmf tıklıyor bizi
...............Hükümet haklıyor bizi
Sadakat içinde sevip sayılsa
Nefse değil vicdanlara uyulsa
Dost dediğin erdem için koyulsa
Uçar namertlerin külü İbrahim
Sevgin ta baştadır özün sözün de
Sevgili ilhami hocam,Ustam,Ozanım,Can Dostum.
Çırağın olabilmek bile bence onurum olurdu.
Kimseye yaslanmadan
Ona buna seslenmeden
Emeğiyle yaşamıştır
Haram lokma beslenmeden.
Demekten başka bir şey bırakmamış güzel dostların yazdıkları yazılarda bizlerin de yerine.
ortak bir candost yüreğin sarması bu
çok güzel anlatım
düz yazıdada varsın can insan yaşadıklarını anlatması yazı diliyle daha bir başka özel güzellik.
sevgiler yüreğinin saflığı gibi hep çağlasın dizelerin anlatımların.
sevgli dostumuz İlhami'yede dost saygısevgiler.ikinizi ...
HARAMİ DERE 1
Bu günüm yaşadığım diğer günlere hiç benzemiyordu. O gün yürüdüğüm yollar da ayağıma batan çakıl taşları canimi acıtıyordu. Kim bilir, belki de bana öyle geliyordu.
Sabahın ilk ışıklarında deniz dalgasına yansıyan yakamozlar eşliğinde bir kaç balık teknesi ve balıkçı olta ...