Akşam olup gizlenince güneş dağlar ardına
Bir yumruk düğümlenir bağrıma, hasret adında.
Tel tel sökülürken kalbim sızım sızım sızlar da
Kahır çöker sineme, ağı hançer gazabıyla...
Batma güneş, beni yalnız bırakma bir başıma
Şu yüce dağların, çıksam başına
Deli bağrım gersem serin rüzgara.
Sevdalık yanık bir türkü tutturup
Gönüller titretsem aşkın harında...
Bulut kanadından tutsam canımla
Eşsiz memleketimin dağlarında
Bin bir renkli çiçekler açarcasına
Saçlarına bahar düşmüştü senin.
Koklamadan daha lale sümbülüne
Soldurup güz yağmurlarıyla ıslatmışlar gülüm...
Başı dumanlı dağda bir ceylan ağlar,
Zalim avcının yağlı kurşununa takılmış yavrusu.
Kapısı aralık viranede biçare kadın yanar,
Kara celladın baltasının ağzında oğlunun boynu.
Gülistanda bir fidanın figanı feryadını boğar,
Vahşet altında kuruyor çünkü açamamış goncası...
Yıldız yıldız bir türkü yağdı gece tülüne
Yara olup dizildi gönlümün bam teline
Teselli nedir bilmem geçen ahir ömrüme
Sazım dertli, sözüm de dertli bizim ellerde...
Bulutlarla yarıştı kalbim, rüzgar önünde
Sarı bir eylül seherinde
Gözlerimin vahasından
Bir kervan kalktı, yürüdü.
Sevda taşıyordu, ağırdı yükü
Yüreği yanık gönül dostlarına...
"Umut" derken
"Unut"a döndü sözcükler
Eğilip bükülürken
Şu kemiksiz diller...
Her nasılsa
Yağmur toprakla döğüştü
Deniz dağlarla vuruştu
Alev rüzgârla boğuştu
Ve aşk, ateş ile doğdu...
Bir elmayla sürgün yedi
Damarları çatlatacak kan renginde
Güller açılır benim sevgi bahçemde.
Masumları ağlatan zalimleri boğacak kadar
Alnımda terim var, taşkın seller ağırlığında...
Deli poyrazlarda yorulmazcasına
Artık esme be hüzün rüzgarı,
Böyle deli deli başımda
Yetmedi mi daha?
Zaten kırıktı dallarım,
Kavruldu umut tomurcuklarım,
Henüz başlarındayken baharın



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!