Bir Sigara Daha Yaktım (I)
Bir sigara daha yaktım…
Dudaklarımın kenarında yarım kalmış bir gülüşün izleri,
avucumda kırık bir zaman saati gibi dönüp duran yalnızlık…
Her nefeste, dumanın içinde kaybolan yüzünü arıyorum.
Bir Sigara Daha Yaktım (1)
Bir sigara daha yaktım…
Dudaklarımın kenarında yarım kalmış bir gülüşün izleri,
avucumda kırık bir zaman saati gibi dönüp duran yalnızlık…
Her nefeste, dumanın içinde kaybolan yüzünü arıyorum.
Bir Yok Oluş
Uzanınca titriyor parmaklarım.
Bunu bir hastalık sanmıyorum artık,
çünkü dokunamadığım her şey
bir başka şekilde beni geri itiyor.
Bodrum’da Aşk Gibi
Seninle ilk yürüdüğümüz sahili hatırlıyor musun?
Çay bardağında buğunun ardına gizlenmiş sözlerimiz vardı.
Bodrum’un sabahı gibi tazeydi bakışların,
İlk yudum gibiydi, dudaklarımda bir yangın bırakan…
Söyler misin burnunda tütmek için, daha kaç şiir yazacağım
Söyler misin burnunda tütmek için,
daha kaç şiir yazacağım?
Kaç defter dolduracağım,
kaç kâğıdı yakacağım,
“Bu Sabah da Şiir Yazalım”
Hep ben mi şiir yazacağım,
Bu sabahta sen de yaz, olmaz mı?
Güneş yine aynı yerden doğdu,
Aynı sessizlikle uyandı sokaklar.
“Canın Seferi”
Ben bu yola düştüm aşkın izinde,
Ne tac ararım, ne taht gözümde.
Her şey fânî, kalmaz elde,
Bâki olan bir tek Dost’tur özümde.
CUMHURİYET’E YÜRÜYÜŞ
1881, Selanik…
Bir çocuk doğdu;
Adı Mustafa Kemal.
Henüz kimse bilmiyordu ki,
Dayan
Dayan ey gönül,
çünkü sabır, taşın kalbine düşen su gibidir;
en sert kaya bile sonunda güle döner.
Delinin akıl hastanesinden çıkışı
Deliliğin İçinden Doğan Hürriyet
Gözlerimden yaşlar süzülürken ilk kez etrafı gördüm. O duvarların beyazlığı artık bana mezar taşı gibi görünmüyordu; sanki nefes alıyor, sanki içindeki gölgeleri salıveriyordu. Yıllardır renkleri seçmeyen gözlerim birden griyle beyazın arasındaki farkı yakaladı. Güneş, demir parmaklıkların arasından içeri sızıyor, ince ince yüzüme vuruyordu. Ve ben, yıllardır karanlığa alışmış gözlerimle ilk kez ışığı seçtim.
Doktorlar şaşkındı. Defterleri ellerinden kaydı, kalemler avuçlarından yuvarlandı. Birbirlerine bakıp fısıldaştılar, ama sesleri bana ulaşmadı. Çünkü ben artık onların sesine değil, önümde beliren bir gerçeğe kulak kesilmiştim. Hemşireler, gözlerimin akışına şaşkınlıkla baktı. Onlar benim boş bakışlarıma, kendi kendine mırıldanan dudaklarıma, hezeyan dolu çığlıklarıma alışmışlardı. Ama bugün farklıydı. Bugün ben boşluğa değil, bir siluete bakıyordum.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!