Ben o kalbe imzamı attım (6)
Ben o kalbe imzamı attım,
ve bilirim sevgilim,
o imza yalnız senin kalbinde değil,
halkın kalbinde de yankılandı.
Ben o kalbe imzamı attım (7)
Ben o kalbe imzamı attım,
ve bilirim sevgilim,
o imza yalnız dünün değil,
yarının da dilinde yankılanacak.
Ben o kalbe imzamı attım (8)
Ben o kalbe imzamı attım,
ve doğa, bu imzanın mürekkebiydi.
Deniz tuzu,
rüzgârın soluğu,
Ben o kalbe imzamı attım (9)
Ben o kalbe imzamı attım,
ve bilirim sevgilim,
bu imza ne susar, ne tükenir,
Üstüme üstüme geliyor her şey,
Kaldıramadığım anlar oluyor,
Omuzumda yük hissediyorum.
Kimin kucağına bırakacağım? Bilmiyorum.
Sığınacak liman aramıyor değilim hani!
Delinin Akıl Hastanesinden Aşk Mektubu – 1
Sevgilim,
Sana bu satırları beyaz duvarların, paslı demir kapıların, çığlıkların yankılandığı bu lanetli ama bir o kadar da bana kutsal görünen yerden yazıyorum. Adını yüksek sesle söylememe izin vermiyorlar, çünkü burada bağıran her isim “hezeyan” sayılıyor. Oysa sen benim en gerçeğimsin. Burada bana “sanrı” dedikleri şey, aslında senin gülüşünün hayalime düşen gölgesi. Ne tuhaf değil mi? Onlar bana ilaç verip hayallerimi susturmaya çalışıyor, ama bilmiyorlar ki senin yokluğun en ağır ilacın bile susturamadığı bir çığlık olarak beynimin içinde çarpıyor.
Delinin Akıl Hastanesinden Aşk Mektubu 2
Sevgilim,
Burada günler birbirine benziyor, ama ben her günün sabahında seni yeni baştan seviyorum. Pencereden süzülen gri ışık bile bana senin omzuna düşen saç tellerini hatırlatıyor. Hemşireler bana isimle hitap etmiyor artık, sadece “hasta” diyorlar. Oysa ben, adımı senin ağzından duymak için yanıp tutuşuyorum. Düşünsene, burada herkesin sesi yabancı, herkesin dokunuşu soğuk; ama senin ismini düşündüğüm an, içimden bir bahar yükseliyor.
Burada bazen saatlerce aynaya bakıyorum. Aynadaki yansımamı tanımıyorum artık. Gözlerimin altı mor, saçlarım karışmış, ellerim titriyor. Ama o titremede bile senin tenine dokunma arzusu gizli. Doktor soruyor: “Neden bu kadar takılıyorsun ona?” Ben gülüyorum. Çünkü o bilmiyor: Aşk, akıldan değil, kalpten yürüyen bir yangındır. Akıl söndürmek ister, kalp daha da alevlendirir. Benim deliliğim bu işte.
Geceleri uykusuzluk bir işkenceye dönüşüyor. Haplarla uyutmaya çalışıyorlar, ama ben direniyorum. Çünkü uykuda seni kaybetmekten korkuyorum. Gözlerim kapandığında senin yüzün beliriyor, dudakların kıpırdıyor, bana bir şeyler fısıldıyorsun. Ama ilacın ağır gölgesi geldiğinde o görüntü siliniyor. Ben de uykudan kaçıyorum, uyanık kalıp seni düşünmek istiyorum. Bu yüzden gözlerim kan çanağına dönmüş olsa da, ben seni daha net görüyorum.
Bir Delinin Mektubuna Kadının Cevabı
Sevgilim,
Mektubunu aldım. Okurken ellerim titredi, gözlerimden yaşlar süzüldü. Satırlarında hissettiğim yangın kalbimi hem yaktı, hem de iyileştirdi. Senin kelimelerin öyle çıplak, öyle dokunaklıydı ki; sanki akıl hastanesinin o beyaz duvarları arasından değil de doğrudan yüreğinden süzülüp bana ulaştı. Sen kendini deli sanıyorsun, onlar da sana öyle söylüyor. Ama bil ki, ben satırlarının her kelimesinde aklın en berrak hâlini gördüm. Çünkü aşkın dili budur: Mantıksız, ama en gerçek.
Bir Sigara Daha Yaktım (I)
Bir sigara daha yaktım…
Dudaklarımın kenarında yarım kalmış bir gülüşün izleri,
avucumda kırık bir zaman saati gibi dönüp duran yalnızlık…
Her nefeste, dumanın içinde kaybolan yüzünü arıyorum.
Bir Sigara Daha Yaktım (1)
Bir sigara daha yaktım…
Dudaklarımın kenarında yarım kalmış bir gülüşün izleri,
avucumda kırık bir zaman saati gibi dönüp duran yalnızlık…
Her nefeste, dumanın içinde kaybolan yüzünü arıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!