Hayal kuradık,
Gecekondu denizinde.
Gökyüzünde büyüyen ay,
Yüreğimiz daha büyük.
Alsancak limanından,
Bir gemiye atlayıp,
Belki duydunuz,
Karanlık çığlıklarımı.
Evet,
Bendim bağıran,
Bu koyu kentin,
Tutuklu tepelerinden.
Ne çok kucaklaştım bu sokaklarla
gündüz bira tadında, gece ürkütücüydüler
bazen fırtınalı bir tank görünürdü
ve yağmurda sessiz bir miğfer ıslanırdı,
kuşlar birikirdi yaşlı çınarlarda
yüzleri nasırlı ve düşünceliydiler
Beni yabancı yerine koyup başa aldırmayın filmi,
gördüm dediysem görmüşümdür o kadını.
Hayatıma uzayan o sayfalar beyaz değildir artık,
artık gidenlerin dönüş bileti yoktur,
ölüm mangaları soğuk vagonlarda gelirdi,
buz kaplı silahlar silip süpürürdü yaşam hevesini.
Kendimi uzun özleyişlerin koynuna bıraktım
hırçınlığım yok artık,
kızgın da değilim, doluyum sadece
benim aşkım düz bir yolun yolcusuydu,
bazen bir kediyim belki
ne kadar kedi olabiliyorsam,
Herkes bir sevgiliyle örtüyor akşamını
ve bir sevgiliyle çare arıyor
gece yürüyüşlerine,
ki o yürüyüşlerde bizim olur yağmurlar,
bizim olur bağrımızda biriken ateş.
Canı saçlarında oynaşan bir kadının
Hüviyetsiz bir zamanın darbeleri uyandırırdı beni
bir trenin beyaz buharları geçerken boğazımdan,
haydutlar tur atardı düşlerimde
ki o haydutlar, silahlarıyla ayırırdı ellerimizi.
İçimde yıllanmış taşlarla kaplı sokaklar
Şimdi sakallarımla yol açıyorum
aşkın damarlarına doğru
evet, benim kaynayan bir gönlüm var
içim bir tepenin körfeze bakışı kadar denize meyillidir
savaşkan karıncaları kovdum ruhumdan
çünkü savaş
Sessizliğe gark olmuş karanlığımdan
her gün bir anı yükseliyor,
bir kedi gölgesinin tam ortasında
bir ömür gizleniyor gören yok,
öldürmekten anlayan bir adama
bir anıyı boğduruyorlar
Bir aşkın nefesiyle yaşıyoruz şu günleri
ve hayatımız bir aşkla devam ediyor.
Bir aşk,
bir evin kuytusuna gizlenmiş bir çiçektir,
bazen kör bir bıçak keser dallarını,
ve karanlık layık görülür ona,
selam hüdayi abi benim koray sana ulasamadim selam olsun gönullerinize