Hüdai Ülker Şiirleri - Şair Hüdai Ülker

Hüdai Ülker

Yaşamın raks eden bakışları gürledi yüzüme,
bunu yaşadım ben.

Akıp gitme dedim zamana
ama bir kurşun gibi geçti rüzgarlar
ve hiç sevmedim ağlayan yaprakları.

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Yaz aylarında kollarıma kuvvet gelir,
öpesim gelir anılarımı.

Gözlerim meçhul yerlerde gezinir,
karşıyaka'dan bir ses gelir duyamam.

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Ayrılık sancısı başlasa da
kalsın
gözlerimizin altındaki sakinliğimiz,
sesin baygın geliyor
ama üzülme,
bırak geçsinler karıncalar, böcekler

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Ellerim bir yürüyüşte aydınlandı,
sloganlarla yükseldi aşk
dayandım sokakların gürültüsüne
bir bıçakla yardım gideceğim yolu
vermedim bir kıvılcım bile
ateşin kıymetini bilmeyenlere.

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Zaman
kırbacıyla vurmuştur bu şehre,
şafaktan önce eve varan mermilerin
esaretiyle geçti seneler.

Gün geldi bu sokaklar lanetlendi

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Artık bir şey kalmamıştır,
dar sokakların kendi güzelliklerini sergilemesine
her evin bahçesinde bir kadın ruhu gezer
hiç kimsenin aşık olmak için
yağmuru beklemesi gerekmez
kızlar beyaz gömlek giyer, dar sokaklar güzelleşir,

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Kim haklılık payı taşıyor, kim haksız belli değil
çilekeş bir suskunluk vardır sadece
belki bu suskunluğun ardı fırtınadır
o zaman kinli ve kanlı olur herkesin bir tarafı
kin ve kan çirkin insanların meslek sırrıdır.

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Yaz ayları şimdi küçük kalır geniş bulvarlarımda,
buharlaşan deniz kenarlarında kalmışım gibi
herkes benim mavi duruşlarımı resmediyor,
oysa ben duvarları yağmur yemiş bir şehirdeyim
bu derbeder şehrin silahları vardı, gördüm
cesetlerle kıvranırdı harap sokakları,

Devamını Oku
Hüdai Ülker

Rencide edilmiş günlerin intikamı yaklaşıyor
oysa bıçak kınında durmalı
kentin şah damarına hücumun bir sonu olmalı
duman dumanlığını hırçınlık hırçınlığını
soyluluk soluluğunu bilmeli
ve kılıç kınıda durmalı

Devamını Oku
Hüdai Ülker


Yıldızlar kadını dalgın ışıklarıyla sardı
vedalar kızışıyor, giden kanlı ciğeriyle gitti
gelen bir karaltıdır, insan oluyor bazen
tanklar, takırtılar, en dipte aşınmış aşk
ve duvarın doruğunda beklenmedik bir heyhey

Devamını Oku