Bir yağmur gizliyor gözyaşlarımı,
Buluttan kopup inceden ince.
Bir rüzgâr esiyor,
Dağlardan koşup gelen,
Başımı okşayıp geçip gidiyor sessizce.
Yutuyor matemimi,
Senle yaşadık bir zaman,
Alıp verilen bir nefes,
Bir an gibi…
Geldim demedin ki,
Geldiğini bilmeden,
Deli dolu estik geçtik,
Bir bahar günü, ya da bir akşamüstü,
Bulutlara karışıp, geliver artık.
Sensiz bu gönlüm, bil ki hayata küstü,
Bahar yağmuru olup iniver artık.
Sabahsız geceler hiç bitmedi gitti,
Silindin artık, yoksun hatıralarımda bile
Arada bir, rüyalarıma çıkıp gelsen diyorum
Bu aşk artık söndü desem inanma, nafile
Bir kere de sen kalbini dinlesen diyorum.
Ne eller aldı, ne de ben git dedim sana
Ermenek Destanı
Yalçın dağlar kadar insanları sabırlı
Gönülleri pırlanta, elleri nasırlı
Bir gizli tarafı var atalardan sırlı
Sade keklik değil Ermeneği anlatan
Ey benim haçlı dili ile
Arapça arasında kaybolmuş dilim;
Ne etsek de kurtarsak,
Şaşkın elinden seni…
Kalmadı senin o lezzetinden birkaç dilim.
Sanki eylüller daha bir eylül,
Kışlar daha bir yakın sanki.
Çok eylüller gördük
Ve sonrası kışlar
Ama peşini takip etti
Ey sevgili
Bir halin var ki;
Karadağ kadar mağrur,
Karadağ kadar görkemli,
Karadağ kadar gizemlisin.
Ey Yar,
Varlığım sayende var.
Yok iken cismi fanim
Yok iken ruhu bakim
Sendin bana Yar…
Bu dümen nasıl bir dümen ki; herkes suyuna giriyor,
Ben adamım diyen, iki günde o dümen suyunda eriyor.
Dümeni kıracaklar, gemiye binince daha çok destek veriyor,
İsyan bu: “Demokrasinize de siyasetinize de lanet olsun.”
Vatan-millet, bayrak-toprak, din-iman, edep-ahlak ve haya,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!