aslanlar ava çıkmış
safari yapıyor
deniz yutmuş firavunu
Musa kıkır kıkır gülüyor
buzağı Tanrı olmuş
İnsanlar tanıdım benim memleketimde
hasta, öksüz, hırsız, karnı aç sırtı çıplak
titriyorlardı soğuk kış gecelerinde
ordu gibi işsizler geziyordu aylak.
İnsanlar tanıdım benim memleketimde
Bir kuş olup, uçsam özgürlüğe doğru
Bir gül olup, açsam gökyüzüne doğru
Bir yel olup, essem saçlarına doğru
Bir sevgi olup, aksam kalbine doğru.
tohum toprağı özler,
yapraklar da...
ben...
bilir yaprakla, tohumun
gökyüzünde dalgalar
bir gemi alabora
sahilden bana el sallar
pembe mendil
yaralı bir atmaca
gece,
örttüğünü sanır, güneşi...
acemi ellerde,
döner, dolaşır,
vurur kendini bumerang...
çarpık çurpuk
iç içe girmiş kondular
kondularda
sızım sızım acılar
anasının eteğinden çekip çekiştiren
Günün şiiri olması gerektiğini düşündüğüm bu şiirden anladığım, yetimhanede büyüyen yetim bir çocuğun, rüya görmeyi, kederi ve umudu bilmeyişi, yetimhanenin taş duvarları arasında yaşamının bir tükürük izi kadar değersiz oluşu ve bu taş kanatlar nereye savurursa oraya gidişin bir mecburiyet olduğunu ...