Dost dosta hasbilah edelim dedim neylersin
Ömür törpüsü boş havanda zaman mı eylersin
Sende ben gibi dolu dinler boşa mı söylersin
Köşe başları tutulmuş azın mı çalındı ÜNSALIM
Dostun hası gözyaşı dökendir açma arayı
Ömrümü heder ettim
gençliğimin söylenmemiş şarkılarını
bir kuru umuda, sol anahtarı ile
dizdin notalarımı
hatıralarımı sildin
kırık mızrabımdan döküldü sözlerim
Merhametli dudaklarınla
yangın yüreğimi serinleten
bir söz söylesen
ve sen gülüm şimdi hemencek
şefkat yelpazesi ellerinle
dizlerinde okşasan başımı
Dünya bir garip hal oldu
Döndü durdu elek oldu
Gurbete atan felek oldu
Bende bir yer bulamadım usta be
İş görünsün kapımız çalan oldu
Vicdanını satanın bilmez miki şirazesi kayar
Kurulur yarın mizan o gün gelir terazisi kayar
Herkes hakkını aradı da hakkı aranmaz oldum
Yarım asırlık ömürde kimseye yaranmaz oldum
Sözüm söz karlı dağların başında
Bir gönle yar olmadınsa ar eyle
Candan bezdiysem genç yaşımda
Götür türküleri gönlü kırığa yar eyle
Diyar diyar dolaşıp yollarda gözüm
Kömür karası saçların güneşe eş olsun
Bilmem ki kokun bebek baharından mı
Renklerin adı yok sen allanıp dur yârim
Ninniler söyleyip dursun deniz gözlerim
Yüreğimin beşiğinde sallanıp dur yârim
Hicaz faslı gibi ömür taksimi sana düştü
Hokkabazlık yalakalık sınıf atlamış
Eğrilik büğrülük pazara düşmüş
Yaşaya gör daha neler göresin
*Yiğit puşt dilinde, azara düşmüş
Köşebaşında her biri birinin adamı olmuş
Aşkın uğruna dilenci oldum hep nazarında
Satıldım satıldım durdum gönül pazarında
Ben daha ne şiirler ne şarkılar yazarımda
Gönülden dökülen söze yazık değil mi
Bitti her şey biten bitti bari dokun olsun
Duydum ki gözlerin beni yabancı saymış
Bakışların gerilip gerilip vuracak yaymış
Bilmem ki seven kalbime kimler kıymış
Bir el gibi bakıp bakıp yok sayma beni
Sana hasret müptela sana vurgunum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!