Bir cevr-i cefanın ateşine düştüm
Dönekler otağı devr-i aleme eyvallah
Çürümüş dünyanın leşine düştüm
Göynü mü dile getiren kelama eyvallah
Yazılan çekilir dertsiz dermana düştüm
Sevdamı öteden öteye seslenesim var
Karlı dağ başım, sinen de puslanasım var
Aşk odunda yanıp aşk-ile beslenesim var
Yaramaz çocuklar gibi uslanasım var
Ey! Yar
Gönül bağım yazılmış da ezelden
Seni anlatırım şiirle gazel-den
Gel gavuşalım dersen tez-elden
Bir ömür yetmez, gel ahretliğim ol
Kurulunca sırat köprüsü öbür tarafta
Çiğ damlası gibi usul usul düş yaprağıma
Dayanamam bilirsin görmezsem seni
Ağlama gözyaşın dokunur toprağıma
Hak vaki olursa gözlerine göm beni
İstemem ne kefen nede mezar taşı
Ölmüş kurttan medet bekler ya Karabağlar
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
Yatsın dursun kimi yerde kimi hanımlar kim beyzadeler
Bekle koca gönül seni bilmem ne azad eder
Konuşma sus Ey! Koca gönül susmak ha bana Ha-san”a yaraşır
Yorgun gönlümün vebalini kime yüklesem
Kapında kul köle olduysam haberin varmı
Gönül çilegahının son durağında beklesem
Dertten derde dolduysam haberin varmı
Gönül bahçenin ayrık otu belledin gittin
Dostlarım hasretini kağıda dök dediler
Ruhumdan ruhunu yırtıp sök dediler
Gönlümün bir yarısı sen bir yarısı ben
Çok dokundu sessiz sedasız gitmen
alın yazım, yürek sızım, elimde sazım, ıssızım, ocağım sensin
bereket mayası, elin ayası, sensizlik yası, şubatım sensin
ateşim, eşim, yoldaşım, sırdaşım, martım sensin
kolumsun, elimsin, dalımsın, lisanımsın, nisanım sensin
arımsın balımsın iki yarımsın mayısım sensin
çilemsin kıblemsin bilmem ki nemsin haziranım sensin
Eyleme gönlünü ahı zar ile
Cahile elbise biçemezsin
Gördüğün hal surettendir
Sen bu serden geçemezsin
Sözü söylesen kalır havada
Gidişinle sen bozdun gönül akdimizi
Ayrılık saatini kurdunda mı gittin
Bunca yıldır heba ettiğin vaktimizi
Hesabını verecek yüzün mü kaldı
Gidince kalbinin muhaciri oldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!