Bir dilber elinde oyuncak oldum,
Gökte yıldızları say dedi bana.
Fark ettim saçımı başımı yoldum,
Yürü haydi fırla tay dedi bana.
Ne güzel; sağlığım, huzurum vardı,
Gözlerinle bana doğru,
Bakma,beni güldürürsün.
Saçlarınla sağa sola,
Sarkma,beni öldürürsün.
Allah’a yalvarma Allah herkesin,
Sana torpil geçer öylemi dersin.
Adalet dağıtan o kutsal makam,
Neden sana lütuf merhamet etsin.
Kalbimi bağladın saçın teline,
Teller gibi titrer üşür giderim.
Mızrabı vermişim senin eline,
Vurdukça söylerim şükür ederim.
Madem ki ruhumu alıp götürdün,
Ay doğunca batacak, güneş ise doğacak,
Olgunlaşan her canlı mutlaka yok olacak,
Zenginler varlıktan aç, fakirler yoksulluktan,
İkisi de sonunda, kabirde buluşacak.
Seni böyle görmek güzel,
Bu halinle sevmek güzel,
Çiçek gibi dermek güzel,
Dersem bana bakarmısın.
Bakışların mana dolu,
Yeşil gözlerinde yüzerken ruhum,
Çiçek bahçesinde uyumaktayım.
Dünyalar güzelim, ah!..selvi boylum,
Her rüzgar önünde savrulmaktayım.
Bakışın mızraksa gülüşün pıtrak,
İstanbul’da; Romadan,Bizanstan,Osmanlıdan,
Yüzlerce imparator yatar toprak altında.
Krallar,Sadrazamlar,Paşalar,Komutanlar,
Binlercesi bilinmez kimler kimin sırtında.
Hasan Arpacı,1997,Kartal
dusunceuretelim.blogspot.com
Akşam olur,
Biz gençler,
Şöyle bir bozburun yapardık.
Yüz metre yürüyünce,
Aldırmayın insanın makam’ı cüppesine,
Şeytanla iş tutarken gidiyor secdesine.
Domuz eti yemezken kul hakkı yiyenlerin,
Bir yüzüne tükürün bir de şeceresine.
Hasan Arpacı,2018,Üsküdar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!