Dalıp gitmelerim var bu ara, biraz güz yorgunuyum.
Meraklanma geçer gider, bunu da atlatırım.
Ben güçlü bir kadınım...
Birazdan kahve yapar bu hüznü dagıtırım.
İçimin harabe oluşunu kimseler bilmez.
Gözyaşlarımı siler gülücükler atarım.
Sözcükleri diktim birbirine ve eski övütler yamaladım annemden kalma. Sandık içi dantellenmiş naif şiirlerle geldim lavanta kokuları arasına biraz da umut serptim ve zulada saklı hayallerimi getirdim yanımda, nede olsa bir kadınım. Dantelli eldivenlerim, lavanta kokulu tenim, hüzzam şarkılar dinlerim. Elimde büyür papatyalar, gül yüzlü çocuklar ve şımarık adamlar. Bir kahveden vazgeçmem birde zarif gülümsemekten...
Değişken kadınlar vardır ruh halleri sürekli değişen. Sabah kalkar saçı dağınık, içinden hiçbir şey gelmez. Kahvesini yapar, müziğini açar, başlar ağlamaya. Hüzün çöker içine. Öğleden sonra bir arkadaşıyla buluşur şık ve güzel makyajı, saçı çok hoş bakımlı, neşeli, keyifli. Sabahki hüzünlü moralsiz o değil sanki, akşama doğru kafası karışık, sinirli, gergin, hırçın, duyguları sürekli değişim gösterir. Sevgilisinin yanında ise çocuklaşmak ister anlaşılmadığı ve ilgisiz kaldığı zamanda, dar eder burnundan getirir. Sabahtan akşama kadar sürekli değişim gösteren bu kadınlar kişilikleride renklidir, hiç sıkıcı değillerdir. Dört mevsimi yaşarsınız parçalı bulutlu, şimşek çakmalı, yağmurlu ve soğuk, mağrur, gururlu ve hüzünlü bir güz.
Coşkulu, neşeli, çiçekli, kelebekli, şarkılı, danslı, çocuksu, şımarık, alımlı, edalı, sıcak ve sempatik bir yaz. Bir türlü anlamadığınız, çözemediğiniz, gizemli kadınlardır onlar...
Hiç bir şey değişmedi. Çocukkende kendi dünyamda yalnızlığı severdim, gözlerimde hep hüzün gizlerdim ve tek sırdaşım şiir defterimdi...
Çılgınlık yapacak arkadaş istiyorum yanıma.
Sıkıldım aklı başındayı oynamaktan, uslu durmaktan.
Deli desinler kaç yazar, hayatta zaten hep bir şike var, bir de oyun bozan, heves kaçıran, hayalleri yıkan...
Ne olacak şimdi dediler, endişeli gözlerle.
Baktım herkes yaralı, herkes kırılgan, incinmiş.
Şaşkın bir umutsuzluk sarmış, bir kaç iyi insan kalmış, doğruluk dürüstlükte yan yana.
Gemi battı batacak. Sür dedim kaptan bizi
deliler diyarına...
Benimle yarışırsan ben kazanırım. Çünkü benim kaybedecek hiçbir şeyim yok ve aklı başında bir deliyim. Dengesizin biriyim, bile bile kendini ateşe atma derim...
Denize karşı bir bankta oturuyorum.
Martıları izliyorum çığlık çığlıga.
O sonsuz mavi huzura eşdeğer olsada. Sonbaharın hüznünü taşıyor yorgun yüreğim. Huzuru hüzne çeviriyor bir anda martı sesleri ve denizin mavi gözleri...
Oraya bir kalp bıraktım gel al senindir.
Emanet gibi tutma sıkı tut.
Üzerine de not yazdım: dikkat hassastır kırılabilir...
Hüzüne bulaşmış çocuk yüzleri, acıya gülümseyen.
Bize öyle bir masal anlat ki inanalım der gibi baktılar. Dilim lal oldu...




-
Uğur Şahin
Tüm YorumlarTebrik ederim
“Yere” mim olmadan “yâre” lam olmaz.
Görmemişken bile, yüreğim kaldıramaz.
Cemalini göreyim, cennetten de geçerim
O Kevser şarabını, gece gündüz içerim.