Bir sel istilasıydı bu piyano tuşeleri
Dibinde Alman hülyaları ve geceleri
Eserler dinleyicilere yansırken bir gizden,
Dinleyiciler de eserleri yansıtıyor derinden
Bir saat camında unuttu beni zaman,
visâle durmuş karmanyol bir yelkovan
Bilge, bu fani dünyanın süsü ve gözüdür
Bilgi ise mülk-ü Süleyman'ın mührüdür
Bütün âlem cansız ceset, ilim ise pür-i cândır
Dürr-i beyzâ, bâb-ı meçhul ve ferman-ı cihandır
Usulca yürüyordum, kimseye ait olmayan bir sokakta,
Nobran zaman omzuma dokundu, fark etmedim.
Bir pencere kapandı içimde, söndü ışıklar o revakta
Ve dışarısı da içerisi kadar karanlıktı artık göremedim
.
Ben miydim rüyada gördüğüm bennu?
Yoksa bennu mu beni gördü dokundu?
Yalnızlığa çırak verilmiş bir çocukken,
bana Eşref’in sarhoş gece ilhamı okundu.
Bir erdem harâbesinden arta kalan heykeldi insan,
Bir şair gibi derin ve lirik gözleri vardı
yorgun kelebekler gibi gözkapaklarında
zamanın sarkacı uyuklardı
soğuk rüzgârların buluştuğu donmuş göllerde
gün inince
Her yeni yılı kendimden yapmak için
İtinayla elekten geçirdim
Ama yüklendim ben de yılları
Yürüdü zaman idrake eriştim
Başım döner sanki göklere düşecekmiş gibi
Suskun ve müzeyyen göklerin altında,
gözlerinde gecenin baygın melâliyle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!