bir akşam yemeğinde yine buluşalım
sen dünkü yağmurun şarkısını söyle
ben bugünkü gök gürültüsünü anlatayım.
bir akşam yemeğinde yine buluşalım
sen iki kişilik içtiğin çayın adını koy
kapı açık dışarda milyonlarca yeşil
elektrik tellerine konan beş on tane kuş
bu göç mevsiminde seni hatırlamak isteyene
vurulsaydı kalbinden, düşseydi yere bu düş!
ömrümün gizli kalmış bölümüne
bensiz kışlar daha sert geçiyormuş
geçenlerde duydum arkadaşlardan
kimseye bir türlü ısınamıyor muşsun...
bensiz kışlar daha sert geçiyormuş
geçenlerde gördüm seni bir arabada
bensiz ölmeyecektin oysa
saçlarını bensiz kesmeyecektin
o uzun bekleşin bir hastane odasında
yalnız ve kimsesiz ölmeyecekti.
kimsesizlik mi hastanenin,
dışarı bakan yüzünde ölümün
fani olan yok olmuştur
baki olanda ölüm aşktır
sen aşkın sözlerini hiç okumadın
ondan okuma yazma bilmezsin...
dünyadan geçtim senden de
sensizlik kuşatmasını kaldırdı ayrılık
masada düğün yahnisi
kendinden beklediğin
ama beklemediğin kötülük
herkese aslında zaman kazandırdı.
bir yaprak düşecek önce
ondan sonra diğerleri
kimse neden düştüğünü
nereye düştüğünü bilmeden
her biri ya bir toprağın altında
ya da bir hayvanın karnında
bir yolcu daha geçti kalbimden
ekmeğini suyunu verdim
aynı yöne gitmiyorduk ama
hürmette kusur etmedim.
halini hatırını sordum
bir pazar kahvaltısında yine buluşalım
sen uzun uzun dua et bizi birbirimizle buluşturana
ben her zamanki kahvaltı sofrasını hazırlayayım.
bir pazar kahvaltısında yine buluşalım
sen uzun göçlerini anlat saçlarından bahar giderken
bir sabah kahvaltısında yine buluşalım
bu sefer sen masada öylece otur
ben sana hizmet edeyim.
bir sabah kahvaltısında yine buluşalım
sen o kalabalık gülüşünü etrafa dağıt




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!