seni seyrediyorum
beyaz bulutlar üzerinde
yeşil ormanları olan dağlardan...
bir gün elbet buluşacak olmamızın
heyecanı tüm bedenimi sarsada
seninle bu kadar
sandım ki beni unutursun
sandım ki beni bırakırsın
unutmamış ve bırakmamış olduğunu
hikayenin karşı tarafında beklediğini
görmemişim
özür dilerim.
Rüzgar estikçe çarpıyor
Kapılar pencereler
İki ağaç arasında
Bölüyor yalnızlığı tam ortasından
Tavuk ve böcek sesleri
herkesi kaybettin
en çok da kendini
özgürce uçmak tek hayalindi
ama bir çağlayanda
su içerken öldün.
yağmurlar yağmaz oldu bizim taraflara
toprakta kaldı alamadığımız hatıra
sevgi bahar gelmeden de solarmış
anladım ki sonbaharda...
ocakta çayın, kalbinde başkası
bugün büyük bir resme baktım
içinde sen olduğunu sandığım
aslında resme değil sana baktım
renklerine
çizgilerine
yeşillerine
zamanla gözlerin yaşarır
hayat bilmediğin zamanlarda
bir cami avlusunda
bir musalla taşında...
sorarlar önce bunun
kimi kimsesi var mı diye
saat 19:15
içinde bulunduğumuz zaman
adına ne denirse densin
bütüne dünden bakmayan
yol alıyor ey insan!
aynı sabaha uyandık yine
sen beyaz perdelerini açarken
dalgalar kıyıya vuruyordu
birkaç köpek ve kedi
insanların arasında geziniyordu.
Bu dalgınlık nedir?
Susmuş şehir!
Masada üşüyen ruhun mu?
Delik deşik olmuş hayallerine,
Son kurşunu
Arkada mı sıkıyorsun?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!