saçları kınalı gözleri kahverengi
kolunda gri saat tırnakları ojeli
siyah saçları belinde inci gibi dişleri
nefes aldıkça iyi ki doğmuş diyorum.
üzerinde pembe gömleği altında mor eteği
sen firavunun sonbaharısın
hamanın kirli huyu
şandan ve şöhretten vazgeç
sen aklın kirli suyu
bu kadar bulandıktan sonra
çağlayanlar gibi güzel nasihatleri bırakıp da
Yıldızları düşürdün bir bakışınla içime,
Bu kadar aydınlık,beyazın tek rengi yüreğinde
Küskün bakışının akşam renginde,
Seni bir başına koyup gitmişler
Durup durup eski anılara gitme!
sen hep uzakların içinde
korkunç hayaletler kovalıyordun
ben ise havalı gülüşüne
yeni masallar anlatıyordum.
sen hep rüzgarın yeşil dalları arasında
İlkbahara geç kalcaksın belkide
Belki de yaza ulaşamayacaksın.
Ayları hafızan almıyor gibi dursanda.
Belkide biteceksin seneleri olmayan aylarda.
düşüncem yeni bir yolculuğa çıktı
izledim arkadan
yanımdan hızlıca geçti.
senden artık haber yok
belki sende bir gün özlersin
sen benim küçük alemimsin
gözden düştün
bu hikayede sen düşüncemdesin
gece ve içinde
bir rüya
korkularımın uyuduğundan
seni nasıl hatırlama mı istersin
hiç anlaşılamayan tarafının
sürekli beni ziyaret edip
sonra yeni yakmış olduğun
yemeğin kokusu bütün evi kaplamış
aynı yemeği üçüncü kez yapıp da
seni tanıdıktan sonra değişti resimler
yediğim yemek, içtiğim su, aldığım hava
yaşadığımı zannetttiğim bütün günler
farkettim de hiç yaşamamışım aslında.
seninle yaşamak hiçbir anı kaçırmadan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!