Evde soluğum odam’ın duvarların da.
Ben odamın duvarlarıyla güreşirim!
Dökerken içini, sokak ışıklarında;
Bazen ayyaş, bazen de sırdaş olur günüm.
Söz geçiremem, garezlik ayaklarıma,
Sadakat; aynaya düşen, yansıyan yüzün.
Kulakta duyulan, yüzde görünen hüzün.
Dallarında açan çiçek, her mevsim güzün.
Sadakat; içimde parça parça bir bütün.
Sadakat; bedenin uhrevi derinliği,
Ben giderim, gölgem gider.
Gölgem durur, ben giderim.
Bu yolculuk emri vaki;
Hayat durur, ben giderim..
Yazmak benim hayat suyum,
Ressam bu kızıllığı dağıt, dönsün artık gün.
Işıldasın şafaklar, kızıllıklar ak olsun!
Soyun, matem rengidir, mor elbiseni yine!
Işıltıları konsun, günün de yüreğine..
Rengini gör, sesini duy, alaca karanlık.
Gün yine döndü, aşk ile gün, yine döndü.
Günü hüzün ile, ateş ile geçirdim.
Bende tok zamân, ilk sabah, son akşam oldu.
Hayattan bir nefes, caydan bir yudum içtim..
Hayat esnedi, gün gerinerek esnedi.
Yeni bir gün, yeni bir sabah demek İstanbul.
Ruhunda sessizlik, hâlinde hüzün muttasıl.
Ufku bin bir kırışık, alnı çizgi çizgidir.
Merhaba İstanbul, merhaba, güne selâm dur.
Kalk sürûr, içinde uyan korkularından!
Göz açıp kapayınca hemen gecer ya zaman,
Bir sessiz sükûnetle, eğlenir ya rakamlar,
Duvarda asılı duran, kopacakken her an.
Yürüyün kavga eden, zıp zıp muzip gölgeler..
Yağan yağmurla, evin gölgesine götürün!
İnsan; arşı, yer yüzünü, her şeyi adımlar.
Yolcu yolunda gerek, bu yolu biliyorum.
Gece ve gündüz, hep birlikte yürür adımlar,
Beni takip eden, tek bir gölge görüyorum..
Sokak ortasındayım, uzakta yıldırımlar,
Başka karanlıklara, sessizlik geceler,
Biz hoş sohbet ederiz,esmer gecelerimle.
Sırlı bakışlarında, hep ismini heceler,
Ay; gecemi selamla, sen her şeyi selamla! .
Buğulu pencereden, geceyi seyrederim.
Bu en güzel gündüz, en güzel gece benim.
Döner dolaşır gezerim gecelerimi.
Harabım geceler, haraba mübtelayım.
Tiryakinim, gel gör benim yalnızlığımı...
Gündüz çıkmaz yol, gece sokak gibi dar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!