Bugünün geçmişini tabiata sormalı.
Aklınızda bulunsun aman sır bırakmayın...
İnsan telafisini geçmişte aramalı,
Geçmişler dillenmeden,telafiler uzaktır.
Yarının teminatı artık bugün olmalı,
Adam olmakmış,işin gerçeği bir adam.
Çoçukluğa her an özlem duyan birisi.
Bir dilin lugatında sözçük olup adam.
Yaş yirmi bir,giyinirim ''zan'' elbisesi.
Siyah beyaz.her türlü canlanır şekiller.
Günlerin doğup çiçeklerin açtığı gün.
Bendedir yerlerin en güzel gelinliği.
Mevsimler geçiyor hala sen neredesin?
Bensiz sırlarınla saklanırken toprağa.
Ey neredesin,şimdi sen neredesin?
Bir hal var üzerimde,hafiften gülüyorum,
Hayran hayran ufku,ufuktan izliyorum.
Yolcuyum bir umutla,tenimi özlüyorum,
Yüklendim boş ihtimale,içimde savaş...
Duvarlar musikiyle meşgul,renksiz donuk,
Yolumun nakkaşı çevirdi,aklım beri,
Açım,açlıktan mırlıyor göz bebeklerim.
Gönlüme göz verdim,dikildim birden geri,
Gözden kalbe yol varmış,içim serinledim.
Esnerken meçhulün o kovulmuş gerzeği,
Gökyüzü mavisini gurbete yollamışlar.
Bana yıldızları bol olan geceler verin.
Eskimiş geceleri kırkıp gündüz yaparlar.
Yüzünde ızdırabı olurum gecelerin...
Gecelerin yüzüne şeffaf perde çekilmiş.
Şiir şairin dilindeyken hikaye bulur.
Şair ne dert dinler ne dert dilenmez.
Bu günün döndüğü an şiirlik bir zamandır.
Şiir yüreklerden dökülür serviliklerle...
Mahzenini doldurur,zamanlık ve mekanlık.
Aşk: Baş dönmesi içinde yaşanan bir an.
Ne hüzün, ne ateş, beni çarpan heyecan!
Benim ruhu kanat takıp, uçan meleğim!
Pır pır gönül bahçemde, coşan kelebeğim..
Aşktan yana öksüz, sevgiden yana garip,
Aynalar! Beni benden hep oyalar.
Yüzümü çalar,görgüsüz aynalar.
Aynalar! Yüzümün aksini çalar.
Kopyalar çehremi derin kaygılar...
Kızarım,bak hırsımdan kopyam ağlar.
Mazlumlar ahalisinin başındaki mazlum,
Yürü insafsız adımlarla durmuş olma ki.
Bu ezbere gidilen yolda çizilen resim,
Hissetsin ensesinde ki hayalet nefesi...
Benim tenimde renksiz varlıklar soluklanır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!