öyle bir dönemeç ki
dönersen yürümek var tek başına
dönemezsen pişmanlıklarla çık dolaş dünyadan kopmuş gibi
_ Her kavşakta bir pusu bekler seni, gözbebeklerinde kömür karası yalnızlıkla yakut yeşili bir şiir içinde erirsin alazda; kimi yanar içinde cesur ve sessizce, kimi terk eder sahneyi korkarak aşkı yaşar öylesine seyrederken uzaktan.
...
_ kayıp yılları kadar uzun gölgesinde üşürdü bazen
yapayalnız kaderinde
ya kar soğuğu vardı ya da kan donuğu
_ Yabancı bir dildeki türküye öykünüp
sunturlu leylak rengi siste ayaklarımı çeldin
ve kırık yağrınla öksene takılıp şeddelendim
artık yaprak gibi çırpınmak faydasız takıldığım bu dalda
_ bir iç çekişle
gri ay ışığıyla karanlığa yeni bürünen gecede
geceye adını mırıldanan yağmurlarla ve dilediğin sevdaya tutsak ederek
Herhangi bir ilkbahar sabahıydı
sıradan
yüreğinde sevecenlik ve acımasızlıkla
her şey geçer dedin.
_ yetti karanlıklar
sen niyetine karanlıkları giydim üstüme
soğuk taşların daldasından indi acı kalbime
birdenbire
_ zarif hallerin
çekilirken dünya ve zamandan
ben yine de en çok yüzündeki o hüznü sevdim
yaşlandığım zamanlarda bambaşka bir sonbahar var
_ Yalnızlığımın gökdelenlerinde
günahlarımı sayamadım
yalnızlığımın tüneğine konmuş baykuş açısından baktığımdandır belki de.
Kalbimle giriştiğim bu haksız mücadelede
yeniden patlarken rüzgar
yağmurlar geliyor aklıma.
Gece
_ ağzından çakılları çıkartırsın bir gece
kalmaz farkı beraberliğin yalnızlıklardan...
dönsün artık benle şaşkın yelkovan
aksak adımlarla dayayıp sırtını akrebe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!