_eni topu kaç kişi kaldık bu dehlizde
be çavuş
bak darağacının gölgesi yine uzar oldu tepemizde
ışıksız köşelerde durdu zaman
_ gözünü arardım hep
gözünü açtığında bir kurşun geliyordu tam göğsümden vurarak
ve bir yay gibi büküyordu akreple yelkovanı
şimdi uzaklarda yağmur yağıyor
Yedi renkli buhar olmuş gözyaşları gün ışıklarıyla
göğün hırsı şimşeklerdeydi
gök gürültüsü
kaşları arasından şaşı bakan korla yıkanmış göz kapaklarından
süzülürken buğu kıskanç bir damla olup gizlice camda
Anısını şimdiden yaşadığım bir günde
ruhum uyurken ışık huzmelerinde
yalvararak yaşamın bir an önce gelmesi için
_ateş yaratır
yosunların üzerinde eriyen gün
ormanın gölgesinde kalır gurup
karanlığa yontukdüz kollarını uzattığında
_ katlanamıyorum
karanlığı bitmeyen aydınlığa
güneşle soluklanıp ay ile erimeye
bak öyle bir ateş ki günbatımı acılar içinde
_ yalancı gölgelerde
daralan dünyaya baş eğmiş
öylece duruyordu adamın biri akşamüzeri aramızda
sanki usulca akan bir nehrin mendereslerinde yitip gitti
İçime çektiğim ayın kokusuydu
ayın altında akşamsefasının çiçeklerinden
akşam vaktinde çiçek açarken
_ gece eriyor
hüzün saatlerindeyim
gittikçe bastıran günbatımında
göz kapaklarım taş gibi ağır
_ nem
dalgalı bakışlarında
yıldızlar gibi titreşerek ateş karası gözbebeklerinden
müjgan'a adres soruyor
ve kara bulutların ötesinde gökyüzü aniden poyraza bozarken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!