İşte itiraf ediyorum
Bu büyüyü sana
Gökyüzüm
İsmi Güldü o sevdalının
İsmi gibi zarif
Hoş kokulu
Bir fotoğrafı kaç kere seyreder insan
Kaç kere dalıp dalıp gider ona ait olmayan gözlere
Kaç kere
Kaç kere kulaklarına bişey fısıldar
En güzel kelimeleri anlatır
En güzel diyarlardan gelen
Bugün kazanmanın kıyısından döndüm
Az kalmıştı çok az
Az kalsın dünya benim için duracaktı
Az kalsın sonuna gelecektim gökyüzünün
Az kalsın ben ben olmaktan çıkacak
Sonsuzluğun sessizliğinde bir hiç olacaktım
Sular duruldu
Sessizlik çöktü limanlara
Yelken yürümez
Dalga vurmaz oldu kayalara
Gök yüzüldü kemiğinden
Saatlerce otursam
Alıp verdiğim nefesleri saysam
Tek tek
Duvardaki yalnızlığı sezsem
Düşünsem
Ne var ne yok
Seni şöyle doya doya hayal edip düşünemedim
Yüzüne uzun uzun bakmak bir tarafa dursun
Hayal etmek bile artık seni sevmek kadar zor
Biliyor musun
Ben ilk defa vazgeçememeyi
Ve hatta acı çekmeyi sende öğrendim
Korkuyorum sevgili
Çok korkuyorum
Ben korktukça şimşekler çakıyo beynimin arka odalarında
Ben korktukça seni isteme arzum
Daha yürekten canlanıyor
Daha derinden geliyor dert kervanları
Lambalar sönmek üzere
Hatta sıra sıra da sönmeye başlamışlar
Ben bari bir fırt daha çekeyim yanmakta olan sigaramdan
Yalnızlığımın üstüne
Yaklaşmakta olan kızıl maviyi
Bekleyeyim dört gözle
Bir kuş çırpıyor kanatlarını
Seni izlerken dağları unutmuşum
Yıldızların parildamasi gözümü alıyor
Seni izlerken gökyüzünü bulmuşum
Bilmiyom haberim yok
Ne çok seversin maviyle siyahı
Ne zaman görsem üstünde
Sanki böyle ufka bakıyormuş gibi oluyorum
Gündüz bir başka
Gece karanlık ay
Ay da yok o gökyüzünde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!