Ruhunda hep bir matem
Çiçekli tokaların birer çelenk
Eski yeni gebermiş düşlerine
Hüzünlü şarkılardan keyiflenmenden belli
Gizli gizli okumaktı; özgürlük, maviye yelken açan mısraları
Memleket alışkanlığındı solcu şair taşlamaların,
Aldırma sen gözlerinin karasına
Öyle mavi bakardı ki gözlerin,
Kimden nefret etsen gıyabında
Mardin'de bir güvercindir yüreğim
Ovalar dolusu özgürlük
Erzurum'da sarı gelinin saçındaki bir üşenci toka
Bir o kadar da inatçı
Elazığ'da Ahçiğin göz yaşlarını saklayan kayadır bedenim
Bir yerlerden Gümüşhane gelir aklıma
Sen kahverengi güvercin
Öyle sevgi dolu çırpma kanatlarını
Az resmi ol,
Ve sen sayın gökyüzü izin günlerime kondurdun
En ağır göz yaşlarını da
Mesai günlerimde mavi teninle
Deniz kokan şarkılar gerek bize
İçinde yanık kahve koksun
Saçlarını rüzgarda dağıtabilme özgürlüğüne erişmiş kadınların
Pervasızca yemlenen güvercinlerin dolandığı Beyrut sokakları gibi bir
diyar olsun
Deniz kokan şarkılar gerek bize
Mevsim kış
Gözlerinde tarifi imkansız bir ağustos sıcağı,
Bakmak yetmez, görüp ısıtmak gerek baş rolünde senin olduğun hayalleri
Ve can vermeli onlara o kendi içinde kalabalık tenha gülüşünle
Mevsim kış
Hüzün var bir türlü gelmeyen baharda
Bir yudum çaya muhtaç
Sabahları kahve diye söze başlayan yalancı dudaklar
Sözler havada asılı
İlk kiminle dalga geçilecek
Eller telefonlarda sözde sıfatları akıllı
Herkes taş sektirirdi
Kadife teninde denizin
Taşlara kıyamadım
Taşlaşmış umutlarıma
Veda resmi geçidiydi ufka bakıp
Yaktığım her sigara
Boşa gitmesin diye sigaram bir türkü tutuyorum radyodan
Ciğerlerime yapışıp kalacak sanki duman
Aldığım nefes kederime ziyan
Nakaratına varmadan bir isyan peyda oluyor kademire
İlk sevgilinin gülüşüne benzer bir nisan havası değil mi şu esen
Zincirlere kelepçelere inat kanatlarımı açmak zamanıdır
Allaha ısmarladık kaldırımlar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!