Önemsediğimiz her şey kadar
Eskidi yarın
Güneş dahi
Çekildi gölgesinden
İnsan insanlığını hatırlayacak
An kadar yakın
Yorgunluğu çözülür düşlerimin
Sen gülünce
Bir bakış uzanır
Omuzlarımdan aşağı
Bürünürüm sevince
Ne vakit ulandı
Kırk kıyamet geçmişim senin için
Kırkında bir ölen
Bin dirilen canmışım
Uçuşmuş etrafında güz kuşları
Yağmur damlaları vurmuş camlarına
Yokmuşsun
Her gün bir nevi yitim
Değilse varlığın neşe
Yaşam kaynağın bil ki
Yıldızlardan serpilen tohumlardı
Kalp toprağımıza düşen
Gece boyunca filizlenip serpilen
Işıktan ağaçlar armağandı
Koşulsuz sevgimize
Üzerimdeki uğultulu dalgınlık
Oldum olası
Kendini avuttu
Beklediğim her yerde
Ve nerede beklediysem vakit erkendi
Tutsaklıklardan çözdüm ruhumu
Gündüzü gece
Geceyi gündüz peşlerken
Cismi adem arı oğul
Döngüsündedir hayatın
Ay gecenin peşine düşen aydınlık
Bütün dünya saltanatını verse
Deli divaneye
Sustuğu kadar uzun tümceler sökülse
Ahraza kaçkın dilin söz gözelerinden
Zembereği bozulur vaktin
Saatler durur ansızın
Yıkılırsa ya diye
Çırpındığım onca yıl
Umurumdaki dünya
Kalbimdeki değil
Orası hislerle yaşanan düş evreni
Yalnızca hakikatle ilgili
Parlak bir siyahtı hüznün gözlerinde gece
Zaman biçare olmuş üşütür canı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!