Yüksekte uçmak için güçlü kanatlara
Dayanmak için düşlere ihtiyaç vardır
Bazen giden gider, gittiği gün de biter
Arkasından esağmesi okunmaz
Gerçek seven gitsede hatırası asılı kalır
Çok eski zamanlardı
Eski ama çok da güzeldi
Hele sevmeleri sessiz
Yanmaları sebepsizdi
Ne gösterişe gelirler
Nede gerekçeleri vardı
Bu gün sokakta çok eski bir şiir gördüm
Mısra mısra yürüyorlardı
Oturdum bir köhne banka
Seyrettim onları hayranlıkla
Hayata güzel bakıyorlardı
Ben çok şey yaşadım çok şey de gördüm
Bu arada benimde birikti eskilerim
Onları hep bir dolapta saklarım
Değerlidir benim o eski dediklerim
Bir bir biriktirdiğim kadim hatıralarım
Onlar beni ben yapan hayallerim
Ben alışığım eski usul sevmelere
Penceresinden sallanan mendillere
Kara trenin karasına inattır
Bizim sallanan beyaz mendiler
Ne o öyle bir küsüp bir barışmalar
Kıyabilir mi? insan candan sevdiğine
İçimde eteklerinde papatyalar açmış
Danseden bir dağın coşkusu var
Ruhum ay ışığını çekerken sinesine,
Korkudan gölgeler çekilirdi kuytu karanlıklara
Zaman bile ilerlemiyordu akşamlarda
Çakılır kalırdı saniyeler mıh gibi kadranına
Birbirinden ayrılmayan gönlü güzel iki sevgiliydiler
Onları belirgin kılan sevmekte sınır tanımamalarıydı
Kırgın kalpleri ile sessizliğe bürünmeleri
İçlerinde barındırdıkları zerafetin eseriydi
Görüyormusun sevgilim?
Bir zamanlar yeşildi şu sararan yaprak
Umut doluydu hayatı seviyordu
Düştü garibim dalından
Ayrıldı ağacından kökünden
Yavaş yavaş savruldu
Eylülde hazan
Eylülde hüzün
Sonundayız gizemli güzün
Yaprakları kızıla çalan
Bir çınar ağacından nağmeler
Bir turkuaz semaydı davet eden
Korkusuzca hükmettik yerlere göklere
Hilali de yıldızı da çekmişken göndere
Uzakları yakın edemedik ne çare




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!