Gönül şelalesinden,şırıl şırıl akarken,
Davetkar damĺacıklar,bir armoni yakarken,
Gözlerinden okudum, tatlı tatlı bakarken,
Söylemeğe cesaret, edemediğin sözū.
Dudaklardaki asil,gülüşün gölgesinde,
Kozumuz bizim
Bombalar yağdırıp suçladı bizi,
Aydın geçinenler taşladı bizi,
Haçlılar birleşip dışladı bizi,
Seksen milyon Türk tür kozumuz bizim.
Gönül çeşmesini açmışım sana
Çekinme sevgilim, iç kana, kana
Açmış kollarını, nazlı yar bana
Geliyor yoluna kurban olduğum
Tatlı muhabbeti, canım çekiyor
Saldın hasretine,sinem dağlarsın,
Allı yüreğine kara bağlarsın,
Yar gittin gideli her gün ağlarsın,
Gözünün yaşına kurban olurum.
Bir körpe fidandın, çağlayıp coşan,
Bazen etrafındaki
kuru kalabalık
bir nesne yığını
gibi gelir insana
ne konuştuklarını
ne düşündüklerini
Kalbimi kıranlara
asla küskün değilim
çünkü küsecek kadar
değerleri yok gözümde
Hep kavgalı yaşadım
Duydum ki kalbinden söküp atmışsın
Bütün sırlarımı ele satmışsın
Bir daha yüzüne bakmam demişsin
Sen bana küsmüşsün ben kaderime
Günler gelip geçer ömür çileli
Seni öz yavrundan ayırmak için
Kendi evladını doyurmak için
Etini bir güzel kavurmak için
Kaç kuzulu ceylan bak avcı gelir.
Kan kusan silahı almış yanına
İkinci baharda yeşeren dalım,
Gök kuşağındaki,yeşilim alım,
Karanlık dünyamda, mehtaplı yolum,
Lal-ı aşkım benim, ey tatlı kadın.
Acılara inat yüzüm gülüyor,
Kaderin cilvesi boynunu eymiş,
Verdiği efkarı huzurdan saymış,
Gülen gözlerine hüzün mü değmiş,
Ondandır yüreğim buruk atıyor.
Hasretin ateşi teni kavurur,
Teşekkür ederim Necibe hanım.Sağolun varolun.