çocuklar gülüyor yine
ve çocuklar türkü söylüyor
ve yine çocuklar analarının kucağında
mutlu umutlu
ben gülüyorum
ölüm öpüyor beni dudaklarımdan
öyle bir yerine geldim ki yolun
yol yolu kapattı
aşk dedi aşk
bundan sonrası aşıkların yolu
yolcu yola
yol yolcuya
barışı bekliyorum
zaten ben hep barışı beklerim
doğdum doğalı bu topraklarda barışı beklerim ben
anamla babam da çok beklemişti
anam taşlarda bizle bekledi dediydi diye kalmış aklımda
biz hep barışı bekledik
aslında geçip gidecektim ben
sen bana öyle bakmasan
aslında susacaktım
sen konuşmasan
aslında ben,sana aşık olmayacaktım
ruhum beni kandırmasa
bir ceset dolaşıyor bu kentte
kalabalıkların içinde,sessiz,korkak ve rezil
utançla bakıyorum konuşan her şeye
ağaçlara,kuşlara,yağmura ve geceye
her şeyin sesi var,her şey konuşuyor yerince
bir ben konuşmuyorum
ben gidiyorum dedi
gitme dedim
ama gitme zamanı dedi
sevme zamanı dedim
geç kalmadıkmı dedi
tam zamanı dedim
sonra çok sonra farkettim
gece de uçuyordu bölük bölük kuşlar
yol uzundu anlaşılan
uykum kaçtı uyandım uyumam dedim bir daha
çocukların sesi geldi kulağıma
ekmek şeker doldurdum kucağıma
iğde ağacının altına oturup
ve yüz çevirip insandan
uzun uzun kendi kendime konuşup güldüğümde
içe kapandığımı düşünüyorlardı
oysa ben dışa kapanmıştım
içim açıktı
fıtrat
tecelli diyorlar
bilmem ben böyle şeyleri
telef olduk
ziyan olduk onu bilirim
öyle işte Ali abi
insan olduk olmasına da
çok ağlıyoruz be abi
çiçeklere su kuşlara yem veriyorum
duvarlara değil ama zamanın içine
çocuklar için şiirler yazıyorum




-
Başak Öztürk
Tüm YorumlarYüreğini düşüncelerini İnsanlığa adamış yaşadığı zaman dilimine duyarlı.. nadir bir kişilik...
Arkadaşımı yürekten kutluyor...başarılarının devamını diliyorum...