Ben insan kolay yanmaz bilirdim
Ben kuru bir dal gibi insan
Tutuşmaz bilirdim
Tutuşmak
Yanmak değil
bir sabah uyandık ki
bahar gitmiş
tazecik çiçekler düşmüş dalından
sonbahardandır dedik
ses etmedik
sonra çocuklarımızı öldürdüler anne
"sonra uçaklar geldi ve biz göçtük bu dünyadan
anam eteğine toplamış saçılan kanlı bedenimi
ölen kuşlarla yan yana gömmüşler beni
yana yana gömmüşler
gömmüşler toprağa yüreklerini"
ben çocukları severim
sonra kuşları
sonra yine çocukları
çocukluğumu
elinden tutup
çok uzaklara götürdü zaman
su döktüm arkasından
yaprak döktüm
gözümden yaş döktüm
o fimde öyle diyordu
"alçak bir sürüngen gibi yaşamam ben" diyordu
sonra onu öldürdüler
yerden yere sürüdüler
sonra dağıldık biz
devam ettik yaşamaya
saygıyla önünde eğilip şair
bir içimlik su istedi dereden
suyun da gönlünü alaydın deyince dere
su almadan şair
inci gibi bir kaç damla veriverdi dereye
beni soruyorsun ya
kuşlar gitti dost kederdeyim sorma
kor kor için için yanmaktayım sorma
sen gene de beni soranlara
kuşlarla gitti
er geç
ey zulüm
unuturuz mu sandın
sen göğe uçan kuşları ölür mü sandın"
sen güneş batarken
sen herkes evine girince öyle çıkardın
derin bir ırmaktan su taşırdın diye geçerdi aklımdan
ama bilirdim öyle değildi,önemli de değildi zaten
mantonun yakalarını yukarı kaldırırdın hep
önü açıktı mantonun yağmur kar çamur




-
Başak Öztürk
Tüm YorumlarYüreğini düşüncelerini İnsanlığa adamış yaşadığı zaman dilimine duyarlı.. nadir bir kişilik...
Arkadaşımı yürekten kutluyor...başarılarının devamını diliyorum...