Öyle bir severim ki seni, ağaçlar dört mevsimde tek bir yaprak bile dökmezler..
Yüreğimde bir sızı var,
İnceden bir yağmur yağıyor.
Gözlerimde biriken yaşlar.
Umudun kırık dökük kalıntıları, biraz da olsa teselli ediyor.
Günleri ağlamaklı yaşıyor gözlerim.
Öyle bir an da gel ki;
Duyduklarım, gördüklerim, gözlerim, nefesim, inkâr etsin sensizliği.
Ardından hiç ağlamadı saysın gündüz geceyi.
Geçmişe dair tek bir iz, tek bir çizik görmek istemiyorum yüzünde,
Ne kadar tüketsede zaman bizi, tam da tükendiğimiz an da gel,
Bir kahraman ol, kurtar bizi..
Zahîri unut, mânâdan bir yokluk seç kendine,
Bu kibrin niye?
Elinde olan ne varsa sana birer emanet,
Sanma ki padişahı olacaksın bu dünyanın ilelebet.
Memleket gözlüm,
Vatanıma ait bir şeyler var bakışlarında,
Yüreğin toprak kokuyor,
Ellerinde kına,
Saçlarını örmüş de öyle gelmişsin bana.
Yüzün utancını gizleyemiyor,
Aşındırılmış bir asfalt kokuyor burnuma,
İçimden yanına yolculuk var yine.
Peki ya sen,
Kimi istikamet tuttun kendine?
Seni bulamıyorum, yoksun yerinde,
Yoksun ve yine yalnızlığı dost edindim kendime.
Sabaha karşı saat yokluğunu beş geçiyor,
Hava sıcak ama,
Mesafeler soğuk..
Artık, mutluluk, sözlerini anlamadığım yabancı bir şarkıya konu oluyormuş sadece;
Nerede ve ne zaman var, belli değil, bilmiyorum..
Kalbimin ortasında volta atıyorum,
Elimde tesbih,
Sabır çekiyorum yokluğuna.
Bugün de sabah oldu,
Sen hâlâ yoksun.
Hem hiç yorulmadım beklemekten,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!