Bir seri katilim ben, evet itiraf ediyorum. Devamlı bir aşkı öldürürüm içimde. O doğar ben öldürürüm, o doğar ben öldürürüm, o doğar..
Bilmem kaç katil daha var aranızda..
- Cem Kamalı
Sevdiklerinize gülümseyin. Seviyorsanız sevginizi hissettirin hem de hiç durmadan. Zaman, bildiğiniz en hızlı akan nehirden, bildiğiniz en yüksek şelaleden dahi daha hızlı akıp tükeniyor. Birkaç saniye öncesi, anı defterine geçiyor. Geri alma şansınız yok. Alıp verdiğiniz nefesi dahi tekrarlama şansınız yok. Kalp kırmayın. Kırılan kalbiniz ise izin verin sevdiğiniz toparlasın. Birbirinize yardımcı olun.
Düşünsenize; bugün o en sevdiğiniz yemeği son kez yediniz, içmekten keyif aldığınız o çayı son kez içtiniz, gitmeyi çok sevdiğiniz bir yere son kez gittiniz, en sevdiğiniz şarkıyı son kez dinlediniz, en yakın arkadaşlarınızla son kez kahkahalar atarak muhabbet ettiniz, eşinizin yüzünü son kez gördünüz, evladınızı son kez öpüp kokladınız ve çok sevdiğiniz yatağa son kez uzanıp başınızı yastığa koydunuz. Ve dahası bunları son kez yaptığınızdan haberiniz dahi yok.
Aynı şekilde sevdikleriniz de bunları yaşayacak. Sol yanınızda bir sızı hissetmeyeceğinizi mi sanıyorsunuz? 'Keşke'lerde boğulacağınız geliyor mu aklınıza? Keşke biraz daha vakit geçirseydim, keşke gözlerinin içine bakıp gülümsemekten vazgeçmeseydim, keşke biraz daha koklasaydım, keşke sevgimi bir an bile esirgemeseydim, keşke küs kalmasaydım, keşke.. keşke.. keşke..
Keşkeler çok acıtır insanı. Geri döndürmesi imkânsız şeylerin kurşunu gibidir keşkeler. Her keşke dediğinizde yüreğinizde bir kurşun yarası açılır.
Beni bulmak istersen, ben kendi içimdeyim,
Geride bıraktığın kırıntıları kolluyorum,
Özlemleri kolluyorum ve eksildiğim anları.
Eksiltmiyorum seni, seviyorum sadece..
Biz..
Birbirimize,
Bir bebeğin,
Annesine muhtaç olduğu gibi,
Muhtacız..
Ayrılık,
İplikten ince bir şey vardı aramızda,
Muhabbet ile bağlandı gövdelerimiz.
Saç telinden tırnağa ezberledik birbirimizi,
Aynı gökyüzü altında,
Aynı dualarla,
Kilometrelerce uzaktan selâmladık hislerimizi.
Hiçbir şey değişmedi senden sonra. Farklı şeyler denedim, farklı yerler, farklı insanlar, farklı şehirler ve farklı sokaklar.. Ama olmadı, değişmedi hiçbir şey..
Nereye varmak istesem, bu kez insanlara değil, kuşlara sordum. Özgürlüğün simgesiydi onlar, bilirsin. Önüme katıp yürüdüm hep uzaklara. Karanlık bastığı vakit, hep aynı yerde buldum kendimi, darmadağın bir oda ve tam da o kırmızı koltukta. Gece yarıları benimdi artık, oturarak uyuya kalıyordum, başım yastığa değmez olmuştu. Ağlayarak uyanıyordum; gece yaralarında..
Bir ateş yanıyordu gönlümün orta yerinde, duman kaplamıştı her yanımı. Üşüyordum, yalnızlık tam da damarlarımdan tutmuştu beni. Duvarlar soğuktu ve üzerime düşüyordu sanki tavan..
Ey benim sürmeli yârim!
Bakışların gözlerine hapsediyor beni,
Kirpiklerin demirden bir kapı!
Yüzün al al,
Nefesin sıcak,
Aşk kaynıyor kalbinin ocağında!
Sus bu kez, susta ateşlere verme yüreğimi.
Yeter artık, bu kez, bu kez sen kes sesini.
Ben zaten suskundum, bende susarım.
Ama bu kez, sen sus, ne olursun konuşma,
Gözlerinde okuyorum nasılsa diyeceklerini.
Biliyorum, herşey, gözlerinde bitti..
Öyle soğuk bakıyorsun ki yüzüme,
Kalbimden sarkıtlar salınır oldu.
Buz tuttu gözümün feri,
Her yanım duman oldu.
Oysa göklere uzanan bir ateş vardı içimizde,
Sen bir baktın yüzüme,
Gözlerinden akıyor yorgunluğun, üzerinde tonlarca yük var.
Ne zaman gitse birileri senden, üzerine yağıyor tüm yağmurlar.
Yalnızlığı seyrediyorsun uzaktan, içini ürpertiyor.
Bir gökkuşağı beliriyor; siyah beyaz.
Öyle altın falan da yok sonunda, çocukluktu onlar.
Her "büyüyünce güzel olacak" yalanının ardına saklanan sırlar,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!