sessiz isyanlar yırtıyor göğü
mercan şafağında kırılan umutlarla
ölüm çığlıkları sarıyor dağ başlarını
oy! ... yaralım,
oy! ... başı belalım
gecenin düş sokaklarında
içiyorum gözlerini yudum yudum
yüzüne baktıkça
ayışığı selam duruyor
yıldızlar altında sevdama
ve aşka dair
güzel günler düşlerim hep, yaşama dair
serçe kuşunun kanadında uçururum sevdamı
ve ağlatmam serçeleri....
memleket türkülerimin yanık seslerinde
duydum ki;
toplanmışsınız büyük ozanlar
toplanmışta bir sohbete dalmışsınız...
eyy, Nazım,
YERE DÜŞEN KAR RESİMLERİ
Buz kesmiş iklimlerde
açıyorsa kardelenler
loş ışıklı bahçelerde
Yan Yana Can Cana
(bu bir şiir değil aslında. bir anı olarak, bir mektup formunda okumanızı dilerim)
uzakta öyle bir başına
ürkek ve korkak
boyun eğip durma
durma öyle
öyle durma bir başına
gözlerin nemlenmesin
biz; ezildik, sövüldük, dövüldük
anlayamazsın sen
on liranın ne olduğunu
sen alındaki teri
eldeki kiri isi bilemezsin
ve pantolondaki yamaya
mavi ve beyaın ortakışını en iyi yaşayan şair...