ne istedik?
ekmek istedik
çaldık bir kapıyı
yüzümüzü sürdük
hiç ekmek yememiş gibi
kimileri tatlı rüyalarındaydı
kimileri gönüllerince eğlencede
vardiyadaydı kimileri
tütüyordu fabrikaların bacaları
kimileri sonraki günlerin
planlarını yapıyordu
ne mazideki kavgalar
ne gözümdeki sevdalar
uslandırmaz yüreğimdeki asiliği
seni bekliyorum
haydi tut elimi...
sarsılarak yol aldı kara tren
taka tuka sesleriyle
güneşli ama soğuk bir günde
asık yüzlü bir ses yapıştı beynime
geride bıraktığım kentin
uğultusu çınlıyor kulağımda
tutabilsem ellerini
dokunabilsem şafak gözlerine
ve dokunabilsem bakışlarınla
yüreğime
alsan yüreğine avuçlarımdan bir top güneşi
halkım;
benim halkım;
fabrikada işçim
kömürde emekçim
tarlada ırgatım
el kapılarında
(bütün öğretmenleri(m) in gününü kutluyor ellerinden öpüyorum
GÜNÜNÜZ KUTLU, GEÇİMİNİZ REFAH İÇİNDE, YAŞANTINIZ SAĞLIKLI VE UMUTLU OLSUN. EN GÜZEL KIRÇİÇEKLERİ SİZLERİN OLSUN)
Ben adam olamadım öğretmenim
kan kızıldı güller
solmadan önce
tekti, tomurcuk çoğalmadan
emekle büyüdüler
su ve güneşti yavuklusu
sevda ile açtı tomurcuğunu
açtım penceremi ilk defa bu sabah
sevda türküsü tınısındaydı kuş sesleri
yanık yanıktı
esen ince yelde yaprak hışırtılarıyla
aynı ezgiyi çağırıyordular sanki
ve yanık yanık kokuyordu karanfiller
ayrılıyorum;
ayrılıyorum koca şehir
ayrılıyorum ve çekip gidiyorum
ayrılıyorum;
ayrılıyorum koca şehir
gürültünden kuru kalabalığından
mavi ve beyaın ortakışını en iyi yaşayan şair...