dün radyoda Emel Sayın çalıyordu
"Elbet bir gün buluşacağız" dedi durdu
dünya bir anda tersine döndü
nefes alamadım
olduğum yere yığıldım kaldım
gözümden iki damla yaş düştü
yüreğindeki
en küçük hücreye bile
yerleşmeye razıyım
sev
sev ki
gözümün nuru;
Sesini duyamadığım her gün için akıttığım bir avuç gözyaşı ve yüzünü göremediğim her saniye için biriktirdiğim kum taneciklerinden oluşan kocaman bir okyanusum var artık...
Hiç bir limana kıyısı olmayan,
Hiç bir haritada yer almayan ve hiç bir pusulayla ulaşılmayan...
Yalnız SANA ve MED-CEZİR'e esir kalan..
"İnsan ismine küser mi hiç" diye ısrarla yineledi.
"Küser" dedim "küser"
İsimsiz şehirlerin içinden geçerken
Tufanları adımlayan yorgun ayaklarım
Ne kıyametler yolcu etti ruhumdan kopan
Hatırlamıyorum... Çok uzun zamandır kulağım tetikte
Sensizliğe yatırdığım gözlerim,
Gündüzleri terk eyleyip yıldızlı hazan geceleriyle dertleşmekte.
Umudun prangaladığı zamanlar, yokluğuna forsa diye acılar çekmekte.
Olmazlara eklediğim aşk bakışların benden uzaklaştıkça,
Bahardan hazana dönen ayazlarla sensizliği getirmekte.
Seni hatırlatmayacak şarkılar dinlemem lazım
Yollarım ayak basmadığın şehirlere olmalı
Adını taşıyan hiç kimseyle kesişmemeli günüm
Ve sevdiğin renk yeryüzünden yasaklanmalı
Hanımeli dikmemeli hiç kimse
Kullandığın parfümün üretimi durdurulmalı
bu doğan güneşin de bir anlamı olmalı
artık kokunu değil bizzat seni taşımalı
baktığım her yerde hayalini değil de cemalini bulundurmalı
ha bugün ha yarınlarla kandırmamalı.........
Avuç dolusu dualarım var..
Her gece gizli gizli okuduğum..
Azaldıkça acısı artan sevgilere,
Gidip de dönmeyen sevgiliye,
En çok sana,bir de bana..
Bende etkili oldu da,
epey zaman oldu içimdeki mavilikleri donduralı
hayli yollar katettim, menzili sana varmayan
ne sancılı geceler uyuttum koynumda, sara sarmalaya
her aklıma düştüğünde içimi kaplayan sıcaklığını,
önüme ilk çıkan cami avlularının ayazlarına terkettim,çaresizce
nafile....
Nedir bu bizdeki beceriksizlik anlayamadım...
Ne ben seni yazmaktan vazgeçiyorum.
Ne de sen! Kalemin ucuna takılıp sayfalara düşmemeyi beceriyorsun...
Bu şehirden kaçmaya çalıştıkça, içimde yeni şehirler inşa ediliyor. Yeni medeniyetler kuruluyor parmaklarımın ucunda. Ruhumda ki kalabalık çoğaldıkça sana bağımlı kalan yalnızlığımda çoğalıyor.
Çoğulluğun ortasında nasıl azalmayı başarabilir insan. Azalıyorum işte! Buram buram "SEN" kokan yağmurlu bir sabahın başlangıcında...
Ve zamanla anlıyor ki insan kimden kaçarsa en çok onda sırıl sıklam ıslanıyor.
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..