Yokluğunda o kadar çok özlem biriktirdim ki
Koyacak yer bulamıyorum
İçim tıka basa dolu…
Diyorum ki;
Bir kısmını sarsam sarmalasam
Sana yollasam…
Saklaya saklaya iç içe geçtiler,
Üst üste yığıldılar!
Bir şeyler ayırmaya kalkıyorum
Olmuyor!
Ağzına kadar dolu bir depo misali
Aradığımı bulamıyorum…
Tam sözün bittiği yere ulaştık ki
Bir de baktım yol da bitmiş
Geri dönmek ise ne mümkün
Gidişli, dönüşlü kapalı yollar…
Söz yok, yol yok, dönüş de yok!
Vesselam bu süreçten çıkış da yok…
Hayaller ile gerçek,
Umulanlar ile bulunanlar,
Bulunanlar ile kaybedilenler
Sevgi ile sevgisizlik arasındaki kargaşa…
Yaşam öyküsünde kesitler bunlar
Sordular “Neyin eksik?”
Dedim “Yarım eksik”
Dediler “Tam görünüyorsun”
İlkbahar’a sayılı gün…
Cemre’ler düştü
İçimde bir hoşluk var
Sıradaki Yaz’dandır…
Döngü tekrarlanıyor
Ekim, sonra Kasım, ardından Aralık ve yeni Ocak, yeni sene derken seneler akıyor.
Ve tabi seneler akarken ömürden bakiye kalan da azalmakta ve ne kötü ki bakiyeyi bilmeden sarf etmekteyiz…
Artık ay Ekim. Sonbaharın o güzel ayı Eylül bitti. Kimilerimiz diğer aylar gibi bunu da hoyratça sarf etti!
Bu kez gerçekten bitti be gülüm…
Yaz gibi,
Daha ermemiş kış gibi,
Geçen zamanlar gibi,
Henüz bitiremediğimiz sene gibi…
Yalnızlığıyla özdeşleşerek gözlerdeki anlık gölgeler arasında saklanır aşk acısı…
Karanlık gecelerde, yıldızlara uzanan bakışlardaki isyan, sabahın güneşinde yalnızlıkla uyanınca yerini hüsrana verir…
Ve düşünmeye başlar kişi; ne, nerede, neden? Ve daha birçok soru düşer akla…
O kadar çok yazdık, üstünü çizdik ki…
Ancak çizikleri her sildiğimizde yine gördük
Hep orada duruyordu yazdıklarımız
O kadar çok yazdık, üstünü çizdik ki…
Bu kez okunamıyor yazdıklarımız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!