Üzmüşler seni çocuk,
En masum zamanlarında almışlar seni,
Düşlerinde saklarken umutlarını,
Çalmışlar gülüşlerini birer birer.
Çiçekler tomurcuk açsa ne fark eder,
Gelmenin vakti olmaz,
Aklına geldikçe gel, olur mu?
Bir sabah serinliğinde,
Yağmurun sessizliğinde,
Ansızın kapımı çal.
Şu dünyanın sefasını süren var mı,
Bu dünyaya gelip de kalanı var mı?
Gönlünü hoş tutan, gamdan arınan,
Yel gibi esip de duran var mı?
Gün gelir her nefes döner bir ah’a,
Venedik’te bir gece,
suların gölgesine düşer kader,
yolculuklar birikir,
sevdanın en güzel hali gibi,
belki de haşa,
şairin yazmadığı bir dize.
Unuttum dersen yalan, biliyorum,
gözlerindeki gölgeyi görüyorum.
Her kelimede gizli bir iz,
o eski hatıra, yüreğinde sessiz.
Sözlerin kopkoyu bir perde gibi,
O yar bana deli demiş, divane demiş,
Aklımı başımdan almış, serseri demiş.
Gözlerimde bir hayal, kalbimde bir yara,
O yar bana deli demiş, divane demiş.
Sevgisi bir rüya, aşkı hayaldi demiş,
İyiyim desem yalan olur,
İçimde fırtına, dışımda huzur.
Gülüşüm sahte, gözlerim dalgın,
Kalbim yorgun, her nefes kaygılı bir yangın.
Sorana tebessüm ederim belki,
Gam yükünü sırtlamış bir garibim,
Ne bahara ne de yaza sahibim.
Sevda sofrasında yerim yok artık,
Yalnızlıkla dost, hüzünle akrabayım.
Geceler fısıldar eski hatıraları,
Bir rüzgar esti, savurdu düşlerimi,
Gönlümün sokakları tenha şimdi.
Sesler kayboldu, sanki herkes gitmiş,
Bir ben kaldım, yalnızlık yetmiş.
Zaman usulca dokundu yüzüme,
Her yaram asırlık sızlar,
muhabbetlen esen rüzgar.
Sevdiğimden ne haber var?
İçimde bir hüzün ağlar.
Sensiz geçmiyor bu zaman,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!