Gidecek ilk gençlikte
Çalmak istediğin kapı zilleri
Denk getirip bindiğin taşıtlar
Ters yönlerde akşam üzerleri
Akıldan silinir mi?
Aşklar, dostluklar, bir arada olmalar
Hangi birine yetiş, geçtim, öderim.
Eşler, çocuklar, ölmüşlerin yakınları
Sonradan katılanlar, kaçtım, öderim.
Çığlık ve kısık çağrı
Şimdi önümüzde boş, çalık bir siniyse
Minimini küçük sini mercimek
Bir köşeye sindiyse
Artık merceklerde fil ya da karınca
Yoksa fark
Bahar güzeldi demek bahçelere bakarak
Bir büyük kır bu dünya:
Gece vakti ıssız kır cin peri.
Bir baş uzanır gibi karanlıktan,
Gün ortası biri selam verip geçer,
Düşünürüm kimdi.
Siz ki değişmez çizgilerle
Evler eşler çocuklar - - katlanmış kendinize
Ya günün bir yarısı
Bu giderken giderken sürçen adımlarınız
Durur bir yol sağa sola bakınır
Nasıl katlanacaksınız?
Söndür bir yanınla öteki yangınını
Gömül uzak işlere görünür hemen ölüm.
Taşı aşkı bas bağrına ansızın kalabalık
Tenha sokaklarda gelen giden ölüm.
Bir kanarya kuşum var,
Halime bakmayarak
Ötüyor şakrak şakrak
Ne talihsiz başım var.
Dam dam
Büyük kent havaları değişik
Solur hep aynı kiri
Batıkta evler.
Duymaz en ufak bir eziklik
Kalktı tren - -
Senin aklına olan
Başkası,
Bu kalkan tren değil.
Bir pencere
Behçet Necatigil tabiri caizse şiirimizin ordinaryüs profesörlerinden. Edebiyatla çok içli, dışlı bir insandı. Edebiyat onun tam anlamıyla hayatıydı. Böyle bir şair, bir daha dünyaya zor gelir.