Çırpıntılı denize
Her yakın dalışta
Sakınsak da başımızı
Günlerce kulak ağrısı
Gidenden sestir bu.
Ve susmak
Bir denizin çekildiği
Bir rüzgarın kesildiği
Anlaşılınca
Boştur konuşmak
Ağır hastalara ayna tuttunuz mu
Ölgün buğusu bir soluğun
Gitmek rahat görünse
Eski güzellikleri.
Çöktüler neden ayna
Saksağan akıllı hayvan,
Gaipten haber vermişti
Nuh'un gemisinde bir zaman.
Öter bahçedeki dalda:
Gözün aydın, gözün aydın!
Savaş hattı, siperler
Sefertası apartımanları geç
Horlanmış, sıkkın
Kuru çim, boş havuz, kavruk taflan
Yaşlılar, çocuklar soluklansın
Tek tük park
Adi bir zabıta olayı
Büyükler, bebeler - -
Bir evi yere serdi
Bir buldozer.
Saat kaçtı beş altı öyle bir şey
Uzun sürer
Filim, tahlil
Kanda bulgu.
Alerji, tansiyon
Ya da bir vitamin
Yazgı üzerine çok şey yazıldı
Kağıt üzerine yazıldı.
Sarkan gerdan, kırışık yüz
Buruşuk kaplumbağa eller
Titrek harflerle yazıldı,
Üzerine yazıldı.
Tanrı onları dört gözden ayırmasın
Hiçbiri anne baba yokluğu bilmesin.
Büyükler gidince çocuklar küçükse onlar da ölmeli
Çünkü kendi evlerinden gayrı evler el evleri
Hele o kış ayları korkulu akşamüzerleri.
Behçet Necatigil tabiri caizse şiirimizin ordinaryüs profesörlerinden. Edebiyatla çok içli, dışlı bir insandı. Edebiyat onun tam anlamıyla hayatıydı. Böyle bir şair, bir daha dünyaya zor gelir.