Bu tempo, artan doz
Yalnızlıkta, alkolde, acıda
Kimse kimseyi sevemez oldu.
Kendimize bile fazla
Gelirken hazırlık
İnsan hiç olmazsa arada bir uğrar,
Böyle ihmalci değildin önceleri,
Biliyorsun, seninle avunuyorum,
Sana gidiyor yollar.
Akşamları parkta oturuyorum,
Haber soruyorum akasyalardan.
Bir açılma yorabilir insanı
Paslı rezeler, kaynamış menteşeler
Nasıl açılır pancur
Güneşe.
Arada yağlamak, esnetmek gerekirdi
Öylesine olmalı ki değinme
Döllemeli, yetmez orgasmus.
Embriyon ve dölüt
Başlamalı büyümeye beyinde.
Gevşemeden az sonra kollar
Vurur tahtaya bir taşa
Kağıtlara yazar
Duyar biri
Gelir sese.
Kapıda zincir kimsiniz
Vurur yolda giderken.
Ve durgun en şen sofralarda bile.
Tantalos'un dalları gibi gece yarısı
Çekilir geriye, uykular insafsız.
Yarınlara güvenen sımsıkı giyinik
Gövdelerde eğreti
Sözlüklere kalsa
Ateşte masal hayvanı
Bir insan olmasın
Ateşler yaşam lavları.
Ejder derler aşka
Belki ancak akasya ağaçları
Çıktınızsa yok park,
Birleşik kapları ömrün
Tek hüzün çizgisinde.
Bakın defterlerinize
Baktım seneler kuş gibi uçuyor,
Baktım sonum bir avuç toprak - -
Sevdim gençlik icabı
Ağaca bağlandı yaprak.
Ey dost, rüyamı hayra yor,
Behçet Necatigil tabiri caizse şiirimizin ordinaryüs profesörlerinden. Edebiyatla çok içli, dışlı bir insandı. Edebiyat onun tam anlamıyla hayatıydı. Böyle bir şair, bir daha dünyaya zor gelir.