Niçin ölümden bahsediyorsun
Bu sevda nerden esti
Şairler yazmadan önce
Kimse ölümü sevmezdi
Sen onlara bakma
Geldin gidiyorsun
Bilmeden teğetlerde
Uzadı
Beri gel pergel
Çiz dar dairemi!
Gözlerim cahil
Tek başına gezersin
Mavi emprime entari
Yakışmış üzerinde
Kaşın gözün yerinde
Güzelliğine güzelsin
Akar su üzerine düşünce
Erimiş kurşun
Üstünde düşününce.
Bir eteğe takılıp, bir başka göze dalıp
Söz söz yanınca gidince
Yaşamışlar, görmüşler, parlak görüntülerde
boy boy resimleri.
En lüks baskılarda kalın, ince betikler
ışıldar isimleri.
Akıp gelir ağaçlardan altın
İkisi de okumuş
Ana baba
Yoktu kimseleri.
İçlerinde karanlık
Çökerken bir daralma
Değişmedi
Çocukken de - -
Emektar mum
Şimdi elektrik kesilmelerinde.
Kar çamur kışlar, bata çıka
Bir iki şey almaya girdiğimiz dükkanlar
- Daha? Başka?
Söylerdim, tezgahtar, yorulma
Olsa.
Ben bir kez denerim böyle yerleri,
Benim bol vaktim var
Her zaman için ölüme,
Kayıtsız yürüyemem
Geleceksiz yoluma.
Biri unutulmadan
Yumuldular uğultular arasında
İncir yapraklarını artık kim düşünürdü
Sallanırken iki dalga arasında bir martı
Bu yatağa, koltuğa, bu kara tahtalara
Düşmeden önce
Eksiydi eksi şimdi iki artı.
Behçet Necatigil tabiri caizse şiirimizin ordinaryüs profesörlerinden. Edebiyatla çok içli, dışlı bir insandı. Edebiyat onun tam anlamıyla hayatıydı. Böyle bir şair, bir daha dünyaya zor gelir.