çekimserdim yaklaşmakta sana
okyanusları yaratmış bir havaydı seninkisi
kapris satarcasına geçiyor
izana meydan okuyordu havan
yanılmışım dedim sonradan
içinde kaynayan volkanları görünce ardından
sen
kendini
şu anda bulunduğun yeri
geçmişini geleceğini
heyulalar içinde sayıklayan yaratık
bir sıfat
sabahın kuru ayazı vurmuş gibi yüreğine
suyun içiyordu şehrin sırtlarında serkeşçesine
dalgındı biraz bin bir düşünce içinde
aaaaaaaaah diyordu aaaaaaaaaaah
kafasını sallayarak anlamsız
küsmüştü yarınlarına
amansızlığın ardından ayrılıp
adınla aydınlanıyor
acısı alevlendikçe alyuvarlarımda
abes asayişler akıtıyorum aklıma
anla artık
astıkça aya aşkın ateşini
bir kere hüzün çökmüş gözlerime
kaldır yüreğindeki bu puslu geceyi
kaldır gözlerindeki hüznü
hayat bir bilmece ise eğer
çalışma çözmeye
vur sillesini öteki yüzüne dünyanın
haberin duyunca kalbim inledi
sesim dalgalarla mehtap dinledi
özlemin özümü alkor eyledi
unuturum diyorum unutamam ki
sen duygu sen acı sen bir güneş
sen çağlayanların sesi
Uzun bir gecenin puslu yamacında
Yetim kalmış yüreğin yarınlarına sokuldum.
Kafesinden kurtulur gibi,
Ufka yelken açıyordu susamış dilim:
Lokavt ilan edercesine.
Ah bir bilsen gülüm.
gecenin sessizliğinde geldi ölüm
üzülme be gülüm
yanıbaşında olacağım
türküler söyleyeceğim her günkü gibi
yaz gelecek bahar gelecek
üşüyeceksin yine soğuklarda
zinde bir gecede izlerken güzel yüzünü
aydınlığım oldun sevda ateşine
fay hattındayken bir yanım
eriyen yüreğim akıyor
rüyaların resmettiği mekanı gizliyordu sinsice
buğulu bir bakış
Dolmasın yeterki yüreğin maksuresi
Alyuvarlar isyan eder
Gel-git ler oluşur bedenin derinliklerinde
Lakin söz geçmez ferman dinlemez
Alır götürür seni hayallerin diyarına
Reyhan kokulu dağ çiçekleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!